Translate

TUNA DERGİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
TUNA DERGİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

YARALIM

YARALIM

Yanık yanık koksa da sevda ateşlerinde
Yalan karanfillerin suya eğilimleri!
O sana eğimliyken sen kaçmaya meyletsen
Bağlanmıştır köklerin sökülüp gidemezsin,
Canından can alınır, dalın çiçeksiz kalır!

Daha görmeden sevme, söyleme gördüğünde
Yalan canım demesi sevgilim diyemezken!
Aşılmaz engelleri yığsan da yüreğine,
Çöktüğünü gördükçe ah edip çırpınırsın,
Canından can alınır, kolun kanatsız kalır!

Neydi geçen içinden ne geçecek bilirsin
Saklayıp yüreğine ne hissedecek sonra!
Sarılıp kalmak varken sımsıkı ve coşkulu
Kaç yumru boğazında, kaç boğumdur sustuğun,
Canından can alınır, hayalin onsuz kalır!

Bakamazsın gözüne bir yangın olur için
Kollarını bağlarsın, koşup sarılamazsın!
Bir yudum içemezsin o sessizce çağlarken
Beklersin yatağından yalnızca sana dolsun
Canından can alınır, gönlün hep susuz kalır!

Görmediğinde görüp bakmadığında bakıp
Sayfa sayfa içine nakşedersin resmini!
O kar beyazı tenin saydamlığından sızan
Kokusunu bir nefes saklamayı istersin,
Canından can alınır, gülün kokusuz kalır!

Çarpışır gözleriniz, özlemin alev alev
Yandığını görürsün aynı seninki gibi!
Ah o gözlerle sever koymak istersin cana
Koyamazsın ar eder, kül çekersin üstüne,
Canından can alınır, yüreğin özsüz kalır!

Hiç söylemeden sevip yüreğine gizlersin
Okşarsın yumuşacık sarıp hiç dokunmadan!
Ah o saçlar, o eller, o gözler deli rüzgâr
Gelip gelip estikçe gözlerinin önünden,
Canından can alınır, dillerin sessiz kalır!

Ölmeyen bu sevdayı ne sen yaşayabilir
Ne o dağları aşıp onunla kavuşursun!
Ufkun kızıllığına dalıp gidersin bir gün
Vaktimiz var sanırsın aniden gelir ölüm
Canından can alınır, umut yarınsız kalır!

Gebze, 24.4.2008, Ünsal Çankaya.
TUNA Dergi, Nisan, Mayıs, Haziran 2022, Sayı:14

DALGINLIĞIMIZ

DALGINLIĞIMIZ

İçimizde, birlikteyken dinlendiğimiz bir dünyamız var,
İçeride kaldığımız gerçeği elde bir sevgili, elde bir!

Varsın çarpılsın öyleyse yetersiz dünyaların kapıları dışarımıza.
Kalan olmasak da kalanımızla düşlerimizi yaşamak olanaklıyken
Haydi yüreğimizde uyutalım ninnileri, masallardan sevgiler yaşayalım!

Yaşamıştık zaten, gel, anımsayalım.
İkisi de kanasın yeniden üşüyen ellerimizde Menekşe' lerin.
Karanfil' in üzgünlüğü içimizdeyken,
Unutamadığımız Rüzgârlı sımsıcak esintiler yalazlasın,
Işıklı gençliğimizle yürüsün adım adım!

Sümerlerden kalma mimozalı sokaklarında aydınlansın yüzümüz,
Nergisleri gülümseyelim o görkemli tarihin tablet şiirlerinde.
Bulduk ya şiirleri, coşkulu bir koroyla ses verelim
Seğmenler' den sislenirken Ankara!

Ah sevgili ah, ellerime anları topluyor gözyaşlarım.
Dışarıya kapandığımız gerçekliği gözümden kaçtığında
Dört işlemden ibaret aritmetiğim başlıyor anılar çıkartmaya!
Yine bir 'Karanfil Yanığı' dökülüyor avuçlarıma,
Algın bir nehir gibi akıyorum eskimeyen sokaklarıma!

Algın cılız, hastalıklı, zayıf anlamına geldiğiyle kalmıyor,
Gönül vermiş, tutkun, vurgun anlamını taşıyor bir yanında.

Dalgın ne demektir bilir herkes çok dalgın değilse elbet,
Sözcükler yaşatır algınlıkları, gelmesin dalgınlığa!

Gebze, 31.8.2008, Ünsal Çankaya
Tuna Dergi, Ocak Şubat Mart 2022, Sayı:13


ESKİYEN GÖZYAŞLARI

ESKİYEN GÖZYAŞLARI

Güneş soluğuydu saçı ipek akışı
Bakışları duru, bakışları su.
Ana kucağıydı sanki baba ocağı.

Masallara inanıp büyüyen hayalleri,
Sevgileri sevinçle kaydetti yüreğine,
Birer birer yerleştirdi albüme.

Yeni dost yüzlerin dost bakışları,
Kıvançla eklenip sayfalarına,
Isıttı kalbini buz kestiğinde.

Önce hayalleri aldı zaman kuyusu
Bir hüzünlü gülüş koydu yüzüne,
Acı perçinledi gülen gözüne.

Gördükçe albümden eksilenleri,
Bugünden o güne seslendiğinde,
Yankıyla dönmüyor sesi geriye.

Şimdi her sayfası dolu albüme,
Ne yeni fotoğraf ekliyor artık,
Ne yağmur arıyor boş ellerine!

Gebze, 17.2.2009, Ünsal Çankaya
Tuna Dergi,  Ekim 2021, Sayı:12

BULUŞAMAYAN

BULUŞAMAYAN 

 1- 

Durdum, durmuyordu ellerimdeki gergi,
Yüreğimdeki ha bitti ha bitecek diyen
Öldün, öleceksin diyen ürperti.
Bir türlü bilemiyordum başlamış mıydı
Sende de sevgi, bendeki gibi.

Ben o sevinci kendime istiyordum sesindeki,
Coşkuyu gözlerindeki, o akışı şiirindeki.
Koşup yetişmeni istiyordum tükendiğim yıllara
Yaşatmanı yaşanmayan günleri.

Sen
Gelemem artık, çok yoruldum,
Koşamam inan bir umut geride diyordun.
Bir umut gençliğinde, tazeliğinde goncaların,
Sekişlerinde ceylan gibi.
Buz gibi pınarların akışlarında!

Kaldıramam diyordun ağan bulutlarını,
Dindiremem fırtınaları karlı dağlarının eteğindeki,
Bekleme diyordun,
Bekleme, yasınla kal, kederinle, yüreğindeki!

Bastır taşlarını bağrına, salma nehirlerini,
Yoksa boğulacağım çaresizlikten, şimdiki gibi!
Hem bak yağmur var, yollar berbat, ben uykusuz,
Ama yağmur var işte, bekleme,
Gözlerinden silip götürür belki özlemlerini!

2-

Anladım gelmeyeceksin!
Gelme!
Bir ıslık yolla, çığlık çığlık bir ıslık,
Uçuruma düşerken tutunacağım, haykırır gibi.
Hiç unutmadığım sesinle şarkı söyle,
Yalnız senin bildiğin bir melodi,
Yalnız benim dinleyeceğim bir ağıt gibi.

Bir şiir söyle, bir şiir daha, bir şiir daha!
Hızla karışsın canıma, hızla karışsın kanıma!
Yoksa bitmeyecek bu acı,
Başka türlü kesilmeyecek sancı.

Bir şiir daha! Söz! Söz! Söz artık!
Yeni şiirler yazmayacağım bu ayrılığa!

Gebze, 5.5.2008, Ünsal Çankaya
Tuna Dergi, 2021, Temmuz, Ağustos, Eylül, Sayı:11

SAÇLARIMDAN ÖLDÜM BİLİYOR MUSUN?

SAÇLARIMDAN ÖLDÜM BİLİYOR MUSUN?

Yılın bu uzun gecesinde
Yoğunlaşınca yürekte ağırlığı
Dayanılmaz olunca
Ölsem diyorsun, ölsem, kurtulsam
Biter mi acı?

Denemeye cesaretin olmuyor
Cesareti sınamanın yolu değil ölüm diyorsun
Yaşamak daha zor, başar bunu, başarabileceksen
Asıl cesaret bu diyorsun.

Vuruyorsun duvarlara
Yumrukların parçalanıyor
Bakıyorsun yetmiyor
Biraz daha ölmek lâzım!
Biraz daha ölmek lâzım!
Biraz daha tüketmek acıları.

Kıyıp atmak istiyorsun
Yüreğini, çıkartmak zor geliyor
Parça parça ölmek en iyisi diyorsun.

Üstelik
Üste bedel ödeyip
Saçlarından ölüyorsun.

Ben saçlarımdan öldüm biliyor musun?

Gebze, 21.12.2006, Ünsal Çankaya.

TUNA DERGİ, Nisan, Mayıs, Haziran 2021, sayı:10





KIŞ KONUĞU

KIŞ KONUĞU

Kış gelir yüreğine ellerin buz kesilir
Çaresizce üşürsün, üşürsün, titrer için!
Ne yarının kalmıştır ne yarına düşlerin
Kışa konukluk ise yaşamın simgesidir!

Tunalı'dan sohbetle inerken Kızılay'a
Heyecanıyla artan sevgiler tükenmiştir.
Elden ele geçerken yırtılan torbasıyla
Kebaplık kestanenin sıcağını özlersin.

Özlersin, dünya hali, nice yaşansa ömür
Film sarılmaz en başa, ama sarılsa dersin.
Kurduğun hayallerle büyüyen umutların
Ömrünü bir kez daha aydınlatsa dilersin.

Beklendiğini bilmez özlenerek beklenen,
Kimseler koşup gelmez yılların ötesinden.
Yollar çoktan ayrılmış dünyalar ayrılmıştır,
Konukluğa son verir aman bilmeyen ölüm!

Gebze, 23.10.2020, Ünsal Çankaya.
Tuna Dergi, Ocak, Şubat, Mart 2021, Sayı:9

https://open.spotify.com/episode/6fXdC6eOZdjq5G7WBN1IVK

HİÇ SEVDİN Mİ?

HİÇ SEVDİN Mİ?

Boşa mı çabaladı sen de onu sev diye
Onun sevdiği gibi ve bir kerecik olsun
Son nefesinde söyle; mutlu ölünsün diye.
Bekliyor…
Bu şiir eksik kalacak duyulmayan sevgiyle!

Hep boşa mı bağlandı, yalvardı, gelse diye 
Güneş bile duymadı ki gölgenin hükmü olsun
Ah ölüm var dünyada, her şey anlamsız işte!
Bekliyor…
Bu şiir eksik kalacak gelinmeyen günüyle!

Eğer hiç sevmediysen artık seveyim deme
Yaklaştığı son demde neden pişmanlık olsun
Vazgeçiyor sevginden, bari sen yanma diye!
Bekliyor…
Bu şiir eksik kalacak savrulmayan külüyle!

Bir bir soluyor renkler bilsen yıllar geçtikçe
Dur, yokla yüreğini varsa orda, aşk olsun
İstersen susma yine, zaten küle döndüm de!
Bekliyor…
Bu şiir eksik kalacak söylenmeyen sözüyle!

Gebze, 4.6.2009, Ünsal Çankaya.
Tuna Dergi-Viyana, 2020 Ekim, Kasım, Aralık , Güz Sayısı, Sayı:8

GÜNEŞE ÇIKART BENİ

GÜNEŞE ÇIKART BENİ

Sanki bendim yazdığın, çocuksu düşlerimdi, yaşansın istediğim.
Yüreğimden geçeni yalnız sen biliyordun,
Düşlerimi doğrayan keskin giyotinleri.

Bir bir resmediyordun masalsı dizelerde, mutlu sonlar uydurup,
Gerçek olsalar diye, inan buna diyordun, inan başaracaksın,
Bir gün elbet yaşanır, sen de yaşayacaksın.

Yalnız sen biliyordun doğrulmaya kalkmadan takılan çelmeleri,
Mutluluğu çok gören haset çemberlerinin çıkarttığı engeller,
Say ki Çin işkencesi, ömrün nakaratıydı, bitmeyen hikâyesi...

Yine de unut dedin, yine de umut, bir gün yaşayacaksın,
Rengârenk düşlerini, kurduğun hayalleri.
Unut ki ıslanasın sevinç yağmurlarında, kalan ömür yeterli,
İnan sen de hak ettin, hiç değmesin yüzüne mutsuzluğun gölgesi.

Gölgeler içindeyim, hiç bitmiyor karanlık, gölgeler içindeyim
Üşüdüm karanlıkta, buz kesildi yüreğim, ellerim buz kesildi.
Bu nasıl bir üşümek ki yok başka bir tarifi,
Ne olursun, ne olursun, tut elimden, güneşe çıkart beni!

Gebze, 16 Nisan 2009, Ünsal Çankaya.
Avusturya, Viyana, TUNA DERGİSİ- Temmuz-Ağustos 2019, Sayı:4
Kadı Burhaneddin'den Günümüze Hukukçu Şairler Antolojisi, 4.Baskı

http://tunadergi.com/kultur-sanat/siir-ve-sair/gunese-cikart-beni/