bazı zamanlar ise yazmak o yoğun yorgunluğu silip atıyor )
bugün...
bir annenin gidişinin 20.yılı...
sanki daha dün...
o kadar yoğun acı...
sanki bin yıl oldu gideli
o kadar yoğun özlem...
kaçıncı kez dinledim... doyulmuyor sesine... sesindeki sevgiye... özleme...
uzaklara, hayata kırgınlığına... bizi ayrı düşüren kadere sitemlerine..
doğayı bilen dizelerine...
sözü ses , sesi söz eyleyip yüreğe köz düşüren ağıtlarına...
ağıtlarındaki içtenliğe... bir yaşamı özetleyişine...
sevdasından, kavgasından bir hayatın tüm günlerine...
annem...
bir güzel kadındın... bir küçümen kadın...
(kim görse aynısı işte diyor bana bakıp da şimdi)
hastalıklar yedi bitirdi seni...
oysa...
benim gözümde en güçlüydün, en dayanıklı,
yıkılmaz bir kale, geçilmez bir ırmaktın.
dertlere derman olandın, sevgide harman...
(bu da gelir... bu da geçer, ağlama... diyor türkü... ağlıyorum oysa...)
ağlaya ağlaya geçti senden sonrası.....
güldüm. az.
azıcık da mutluluk değdi gülüşüme...
"benim sesim size hatıra olsun "diyen bir anne...
"ölüm ağıtsız olmasın" diyen..."öldüğüm gün dinleyin" diyen... yirmi yıl bitti işte...
bu gece sabaha dek bir otobüs içinde ağlayarak geldiydim.
bulduğum sensizliğimdi...
senin o dudağındaki kıvrılmış gülümseyen ve
nihayet dinginliğe ermiş yüzündü...
yandım o an... hüzündü sonrası... hep hüzün...
yirmi yıldır bir otobüste uyumadan geliyorum sana...
cama sakladığım yüzümde sessiz akan damlalarım...
on altı saat...
gelip seni son kez sıcağınla bulmak istiyorum...
morg çarpıyor yüzüme...
buz gibi bir şamar...
hastaneleri sevmiyorum artık...iyileştirmiyor...
önceleri iyileşir çıkardık değil mi annem...?
bu da mı iyilik? bir tür iyiliktir belki... ama benim için değil...
hiç iyi olmadı be annem... hiç iyi olmadı böyle gidişin...
anne oldum biliyor musun ? bir görseydin oğlumu...
Can'ım can verirdi sana... sen ona sevgi...
hep yoğun-hep yorgunum...
yetebildim mi bilemedim hiç...
ama senin beni sevdiğin gibi sevdim onu..
sıkmadan-boğmadan...gözeterek...
bir kez bile şımarıp üzmedi beni...
sabahladım başında çoğu kez hastalığında...
alnımdaki elin gibi koydum dudaklarımı alnına...
şimdi çok sağlıklı...
şimdi kocaman bir adam oldu, uçup gidecek, kanatlanıyor...
gururla seviyorum gelişimini... özlüyorum, çok...
senin bizi özlediğin kadardır belki...
çünkü şimdi özlemek adam akıllı ayıp...
çünkü gurbet yok ki artık...
mesafe varsa da... her gece aç yüzünü gör karşında, bilgisayar başında...
bas tuşa sesini duy... telefon artık yanı başında .
ne öyle saatlerce postanede telefon beklemek var...
ne saatlerce parmakların ezilene kadar deliğinde numara çevirmek...
hat düşürme derdi varsa da önemsiz... o zamanki gibi değil...
ama şimdi yaşamak daha zor...
neden mi ? öyle işte annem... öyle işte...
çünkü tüm sevdiklerin uzakta oluyor...
bir adımda gideceğini bildiğin yakınlıkta değil mahaller...
semtten semte gidiş bile saatler...
inanmazsın şehirlerarası daha kısa olabiliyor...
ama ben hiç bir yere gidemiyorum... hiç...
uzun zaman olmuş seninle konuşmayalı...
her şeyi yazayım diyorum... unutuyorum oysa bu aralar...
çok unutuyorum...
babam da bizi bıraktı buralardan gitti, biliyorsun... üç yıl...
(orda bizi beraber izliyorsunuzdur umarım...
vardır değil mi bir orası?
yoksa burada boşuna mı umutlanıyorum bir gün buluşulacak diye?)
burada yaşamak daha zor işte...
yoksun... yoksunum... yoksulum çok...
çok deyince elini şöyle bir sallıyor musun yine?
hey gidi günler hey dercesine...
hey gidi günler annem... hey gidi günler...
şimdi uyu diyorsun bana... haydi, yoruldun...
ben son yıllarda çok uykusuzum zaten... ne olacaksam böyle...
ama bilsen annem...
bu meslekte son yıllarda hani hiç olmazlar oldu da...
var olan uykum da bitti...
her neyse... işte böyleyken böyle halim...
sesin bana ilaç... sesin bana ninni...
sen oysa içini çeke çeke ağlıyorsun, burnunu çeke çeke...
ben senden daha iyi değilim ki...
ağıt da söylüyorum...
sessiz akmayı öğrendim... çok sessiz... çok...
say ki yağmur yüklü bir bulutum...
sadece kendime yağıyor, yeniden yağıyorum...
özlemle annem...
sulardan doğurdum özlemlerimi...
suları unutma diyorum en sevdiğime...
sözümü suya bırakıyorum... alsın maviliğine
24- 25.Mayıs-2010. GEBZE-ÜNSAL ÇANKAYA
( okuyorum bu aralar , yazmaktan çok dinlendiriyor...
böyle zamanlarda yazmak o yoğun özleme özlem katıyor.)
Şimdi ve bayramdır diye, insan özlediklerinin sesini duymak istiyor hep, yüzünü göremese de.
Annemin kendi sesinden ağıtlarını dinledim...
ölüm yıldönümünde yazdıklarımı dost meclisinde beraber okuyalım diye düzeltmeksizin -değiştirmeksizin paylaşayım istedim... sevdiklerini özleyen herkese içten sevgimle diyerek...
19 Kasım 2010- da başka bir alanda paylaşmıştım yazdıklarımı...
Şimdi...Yine bir bayram geliyor... bir yıl geçmiş aradan...
BAYRAM OLA... YAŞAYABİLENLERE.. 3.11.2011.
Facebook sayfamdaki not dağınık görünümlüydü. Zaten notlar herkese açık değilse görünmüyor artık kimseye, çünkü notlar alanındaki eskileri fotoğraf görseline dönüştürdü facebook ve düzeltme olanağı vermiyor artık. Yeri geldikçe onları yazılı olarak alıyorum buraya...
Bu kez yanıtları da aldım, çünkü canımın içi ağabeyim de sevdiğini saklamadan yazmış ilk defa. <3
Haydar Karanfil
Sevgili kardeşim Ünsal her ikisinin de mekanı cennet olsun .duygularını çok güzel dile getirmişsin ataların hakkı hiç bir zaman ödenemez ve devamlı onların özlemleri ile yaşamak zorundayız. dediğiniz gibi yine bir bayram geliyor durumu müsait olanlar bir araya gelerek atalarının kabrini ziyaret ederek o günleri yad edecekler. hepsine allahtan rahmet diliyorum.
Özden Yüksel
ünsalcığım yazdıklarını birkaç kez okudum hem de ağladım hala da ağlıyorum duygular hasret sevgi hep aynı dayanamıyorum aslında çok şeyler yazmak istiyorum ama gözlerimde akan yaşlar buna mani oluyor canım öpüyorum
Harika Güven
teyzecim ne yaptın sen ya:((((
Emine Türkmen Ünal
ağlamamak elde değil ünsalcığım . gittikçe duygusallaşıyoruz.
Ünsal Çankaya
:
Ben sizleri seviyorum...özlemdeki yanışımız aynı..Aynı duygularla arıyoruz anneleri , babaları, yakınları... Paylaşan yüreklerinize sağlık.
Aysun Özdemir
ahhhhhh ünsal ablacığım ahhhh diye bir iç geçirttin ya bana... çok dokundu yazdıkların, yaralı yüreğime:(((sevgiyle öpüyorum..bayramını kutluyorum aynı zamanda.selamlar.Nur içinde olsunlar inşallah.
· 10y
Yasar Türkmen
yüreği sevgi dolu annemin yüreği sevgi dolu kızı kalbinden geçenleri dökmüşsün yine ben hiç böyle paylaşmayı beceremedim bundan sonrada kimseyle paylaşamam hislerimi ama sen paylaş ben anneme babama söylemediğim gibi sizlere de söyleyemedim sizi sevdiğimi ama siz zaten biliyorsunuz bunu ben tüm duygularımı belli etmemeye çalışarak yine kendi içimde yaşayacağım. Bayramda bekliyoruz.
Ünsal Çankaya
Bayramda gelebilecek olsaydım paylaşır mıydım ? Alican gelmedi daha. Muzaffer ise grip, benden fazla onunkisi. Yola çıkacak halde değiliz. Ama işte kalbimiz aynı anda burada atıyor.. Sevgimle.( siz bir ara bize gelin -ama o arada dikkat edin ikiniz de sağlığınıza.)
Yasar Türkmen
SELAMINI söylerim o zaman bayramda inşallah yine gidecem yanlarına.
Ünsal Çankaya
Biliyorum.. Havaları da.. o nedenle dikkatli olun dedim.. kalbimi biliyorsun, kalbimizi bilirdi. Koruyalım , kollayalım olabildiğince...:)) İyiyim iyi.. bakma özlüyorum ama," özlemden kimse ölmüyor" demiş bir şair..:)) dayanırız be. geçer elbet bu günler.:))
Yasar Türkmen
bizim bilgisayar bozulunca annemin kaset yok oldu bi geldiğinde ali bize getirsin arada dinliyordum bana iyi geliyordu şimdi çok lazımdı gecenin bu saatinde
Ünsal Çankaya
senin yerine dinledim. .uyuyacağım.:)) ben onun bilgisayara uyanını yaptım.. bir ara geldiğimde getiririm.. ama Bilgehan nasıl olsa oralardadır-onun taşınan belleğine yüklemiştik ağıtları...ondan alın yine.. umarım bayramda size uğrar Bilgehan benim yerime.. Aysun ablası iletir dileğimi.
Yasar Türkmen
iyi geceler Bilgehan'dan isterim bayramda
Ünsal Çankaya
sana da.. sen de uyu artık.. ki içim rahat etsin.. herkesi üzeyim diye değil, severek paylaşalım diye koydum bu notu.:)) çok öpüyorum ağabeyim benim.
Özden Nizm
Canım Ünsal ablam....sen mi ağlattın beni, yoksa annem mi?...ah be ablam ne yaptın? seni çok seviyorum. annemi öperken senin anneni de aklıma getirip onu da öpüyor olacağım. nurlar içinde yatsın. mekanı cennet olsun..

İlkgün Şen
Mekanları cennet olsun....Benim en sevdiğim şiiriniz bu...
Ünsal Çankaya
Okuyorum yine...
Hem de okuduklarımla beraber biraz daha değişmiş benim dinlenebilme olasılığımın kalmadığı, okuduklarımın ne işe yarayacağını unuttuğumuz ülkemde.
Her gününe daha fakir uyanıyoruz annem... Fakirlik derken aç açık değiliz şükür, ama ülkemiz fakirleşiyor her anlamda ve biz içindeyiz her etkinin...
Sana bunları yazdığımdan bu yana on yıldan fazla geçti zaman..
Canımın içi ağabeyimin yorumlara ben sizi sevdiğimi bile söyleyemiyorum deyişinin üzerinden... O da artık sizinle...
Olsa da söylemese, ben anlasaydım hep o konuşmadan...
Olsanız da sessizce sarılsaydık birbirimize...



Eda Uzunal
Aaaah Savcı hanım ben de defalarca okudum ve ağladım, yüreğime dokundun, ben de üç ay önce annemi kaybettim, babamı da dokuz yıl oldu ve onları çooook özlüyorum.... Sözün bittiği yer.. Özlem... hiç bitmeyecek...
Bu yeşil kadife elbiseyi iyi biliyorum...ellerinle ördüğün o yeşil yeleği de... nasıl özlüyorum seni anneciğim... nasıl özlüyorum hey babam... 1968-1969 olmalı...