Translate

GÖZLERİNİN İÇİYLE



GÖZLERİNİN İÇİYLE

Gülen bir fotoğrafı olmalı annelerin
Albümün girişinde göz değiminde hemen.
Kalbinin eğiminde;
Kolyesinin ucunda,sağlamca zinciriyle
Acı yükseldiğinde tutunabilsin diye.

Hem yalnızlık duymaz çocuğu
Yokluğunda annenin
Hem direnir dayatılan acıya
Bütün gücüyle
Çukurunda gamzenin
Tuz biriktirip.

19. 5. 2013. GEBZE. ÜNSAL ÇANKAYA.

1990...Gercüş.

Konuklarım var diğer ilçelerden meslektaşlarım, sınıf arkadaşlarım.
Gölet'inde gezindik , piknik yaptık dağlarında, bayram kutladık.
Coşkuyla andık Atatürk'ü, Samsun'a çıktık biz Bandırma Vapuru'yla.
Gençtik, bayram bizimdi henüz, bayram gibi yaşadık.

Daha kapıdan girmeden duydum telefonu,uzanıp telaşla ahizeyi kaldırdım.
"Nihayet" dedin, "kaçtır çaldırıyorum, açmayacaksın sandım".

"Gezdik annem "dedim, "Biraz da çocuklaştık"
Güldün.
"İyi yapmışsın" dedin, "Ben seni sevdiğimi söylemeye aradım."

Annem...Güzel kadınım.Güldük karşılıklı.
Ben seni daha da çok sevdiğimi söyleyip kapatacaktım..."Ben ararım "demiştim.
"Dur "dedin, "kapatma hemen".
"Taksi çağırdık, hastaneye gidiyorum da, sesini duyayım istedim, gülüşünü duyayım, sevdiğimi unutma sakın"

Annem, güzel annem unutulur mu sevgin, doyasıya yaşadım.

Durdum, içimde bir sızı "İyisin ama değil mi? "dedim, "Niye yatıyorsun ki hastaneye yeniden?"
" Tansiyonumu ayarlayacaklar" dedin, "Şekerim de yüksek, hem diyaliz için de evden gitmekten bıktım, bir arada çıkacak hepsi işte"

"Tamam." demiştim sana, "sen iyileşmene bak, ben iyiyim , merak etme" demiştim," her akşam ararım."

Aradım.

Her akşam...Önce zar zor geliyordun telefona...Gelemediğinde selamını iletiyordu telefonu açan hemşire sana ya da başında bekleyene.
Sonra bir gece hiç açmadılar o telefonu, santral bağlamadı geç oldu , yasak saatte diye...Yalvardım, "iyi mi birisi söylesin "diye. Tuttu "iyi değil " dedi birisi. Ağabeyime ulaştım, ablama ulaştım gecenin ikinci yarısı devrilmişti kalbime.
Söyleyin dedim, "öldü mü, gizlemeyin benden"...Sağ dediler ikisi de, biraz ağır...Gelebilirsen gel.

Gercüş küçücük bir ilçe. Uçan taksi devri değil, taksisi yok gerçekte.
Batman'da havaalanı yok, Diyarbakır'da uçakta yer yok; oralara ulaşabilsem bile bir şekilde...
Midyat üzeri uçurdu beni bir taksi Diyarbakır'a kadar; ilk otobüse binebileyim diye konvoy yasakları kalktığı ilk güneş saatinde.

Ben on iki otobüsüne bindim, sen geleceğimi duyunca bir gülümseme takmışsın gözlerine...
"Hoşçakal " demiş ablam gülümseyen yüzüne sıcak öpücüğüyle bir saat öncesinde.
Ve bir damla düşmüş gözünden ağabeyimin gamzenin çukuruna.

Ben...tam onaltı saat sessizce döktüm gözyaşlarımı, geldiğimde kurumuştu içim...
Buz kesmişti ellerim, kan oturmuştu avuçlarıma, dişlerimi sıkmaktan ağrımaktaydı çenem.
Artık ben bende değildim, başkasıydım belki de.

Morg ve hastane.

Defalarca orda başka ölümlere baktım ben,başka acılara tanıklık yaptım, "sabır" dedim otopsi bitiminde, "sabır...Sizin acınızı alır, dayanın." Çığlık çığlığa ağlamak isteyenler bile ağlayamazdı, çünkü orada henüz kendilerine ait değildi ölüm, çünkü ben vardım, iyi insandım, ama bir anlamda devlettim, devletin "mahkeme duvarı"ydı o otopsi sırasındaki duygularımı dışa yansıtmayan suratım, çünkü işini eksiksiz yapmaya çalışan ve üzüntüyü duygusuzluk maskesine saklayıp, ta içine atan bir Cumhuriyet Savcısı'ydım.

Acıyı kaynağıyla sona erdirecek güç elimdeydi sanki, onlara "faili arıyoruz" derdim, "bulundu" derdim, "yargılanacak" derdim; "Devlet cezasıyla sağlayacak adaleti"...Susardı bakışları insanların. İnanmazlardı, anlardım.

Ben uzaklaşırken duyardım ağıtları, çığlıkları duyardım uçurumlara dolan.
Bilirdim, o uçuruma dolan çığlık bitmeyecek hiç, o acı kendini yineleyecek her yankısında.

Yirmi üç yıl oldu annem, seni özlemle anıyorum, gülümseyen yüzünle , sesinle anıyorum, bize bıraktığın ağıtlarınla...
Ama ben çığlığımı uçuruma değil seni alma karşılığı morga bıraktım; sıcacık gülüşünü aldım yanıma o dudak kıvrımından.

Acımın buzunu besliyor acım, direncimi artırıyor buzdan uçurum; üşüsem gülen gözlerin karşımda, üzülsem okşuyorsun o bakışınla. 

19.5. 2013. GEBZE. ÜNSAL ÇANKAYA.

1=) AKATALPA Aylık Şiir ve Eleştiri Dergisi, Ağustos-2013. Sayı:164.

2=) ALMANYA-Berlin'de yayımlanan FARKLI DERGİ MERHABA' nın Haziran 2014 tarihli sayısında Bir Gazeteci'nin Not Defteri Başlıklı Münir Bağrıaçık köşesinde yazdığı Soma yazısı başlığına baştaki şiiri aldı....Şiir olarak ilk yurt dışı açılım diyelim....