Translate

MADEM 1 MAYIS VE EVDEYİZ, HIDRELLEZ DÜŞÜ OLSUN BU ANI

MADEM 1 MAYIS VE EVDEYİZ, HIDRELLEZ DÜŞÜ OLSUN BU ANI

Bahar bayramı. İşçi bayramı. Emeğin bayramı.
İnsan 1 Mayıs için tarihi araştırdığında emeğin değeri için mücadele tarihini buluyor ve göğsü daralıyor yaşatılanlar için…
Göğsü kabarıyor mücadelenin her anında, onca zora karşın kazanma çabası verenler ve ‘aydınlık gelecek’ gelecek bir gün diyen umudu için.
2012 yılında şiiri geldi… 2015 yılında anılarımı ekleyip facebuk üzerinde paylaştım TMOLOS Dergide yayımlanan şiiri…
TMOLOS DAĞI tarihteki en eski adıdır bugünkü BOZDAĞ’ın.
Bu yıl evlerdeyiz üç aydır. Kovit 19 adı verilen bir korona virüs yüzünden. Görünen o ki hıdrellez şenlikleri de yapamayacağız, 1 Mayıs için alanlara çıkamadığımız gibi. Yasak çünkü.
Yasakların anayasal dayanağını arıyorlar. Oysa 2010 referandumu ile yetmez ama evet denen bir sürecin sonunda geldiğimiz yerde, avrupa “otokrasi” tanımı yapmaya başladı Cumhuriyetimiz için.
Çünkü muktedir anayasal sınırlarda kalmanın muhteşem gücünden habersiz. İnsanı insan saymanın gücünden.
İki dudak arası emirlere ömrünü kul eden bir devri kapatalı yüz yıl olduk oysa biz.
Yıl 2020 ve gün 1 Mayıs olmuşken anımsayalım bunu.
Anımsayalım ey halkım!
Madem 1 mayıs dahil evdeyiz, hıdrellez düşü olsun bu anı.

1977… 78… 79… 80…
“Günlerin bugün getirdiği…..” Hiç, ama hiç değişmedi!
Gücü alın terinde olanlar neyiniz var kaybedecek bugünde?
Makarna, kömür alma umudunuz mu? Makarnayı kendiniz üretmiyor musunuz fabrikalarda?
Kömürü çıkaran kim ölecek grizu patlamasıyla?
“Okumuşların ödevi uyandırmaktır halkı” diyordu bilim. Defalarca haykırdım, yetmedi, yazdım şiirlerime.
Ne değiştiniz, ne oldunuz, ne ondunuz, ne ondurdunuz… “Baskı , zulüm ve kan…” Sadece siz uyanınca duracak, uyanın.!
Kutlu olsun 1 Mayıs.

Hıdrelleze yaraşır manileme Tmolos’un doruğuna yakın Kırk Oluk Çeşmesi bizzat görülüp, her oluğundan bir yudum su içilerek yazılmıştır… Salihli tarafından Tmolos Dağı tepesindeki o güzelim gölün kenarına kadar çıkılırken bir mola verilmişti çeşme başında… Gidenler Ödemiş yanından çıkarsa diğer yandan inip görsünler ve manileme geleneğine ve de Hıdrellez geleneğine bir selam verebilsinler dileğiyle, teşekkürler Tmolos Edebiyat.

Madem manilerim yayımlandılar, yazılışın anısı da gelsin paylaşım haberine…

“HIDRELLEZ MAVİLERİ

Şu hıdrellez… çocukluğum… bahar pikniği…ailelerin bir araya geldiği, komşuların, çocukların sevindiği…
Afyonkarahisar’da o Karahisar Kalesi’nin hemen eteklerinde badem ağaçları altında, çağlalar toplayarak sevinç demekti bana.

Sonra çok üzüldüm bir radyo haberiyle…Astılar diyordu spiker. İnsanın asılmasını anlayamadım… Nasıl olurdu ki ? Ölümle – gerçek anlamıyla ama- ilk tanışmamdı. Hiç tanımadığım o gencecik insanlar için ağladım.

Öfkeyle vatanı yıkacaklardı diyen de vardı, oh olsun diyen de… Ama saklıca ağlayan da vardı, yazık oldu diyen de…
Ben ağladım. Nedenini bilmeden. Şimdi iyi biliyorum… Hiçbir şey eskisi gibi olmadı ondan sonra…

6 Mayıs…
Çok çok eskiden bu yana hıdrellez günü olarak kutlanırdı.
Dilekler dilenirdi bahardan.
Sevdadan yana, umuttan yana, işten yana, düşten yana…

Sonra onu kana buladılar.
Üç fidan.
İçimizi yakar durur.

Üç fidan.
Can yakmadılar.
Cana kıymadılar.
“Ekmek kadar temiz, su gibi aydı” hepsi.
Tek dilekleri “Bağımsız Türkiye” ülküsü.

Yaşım küçüktü astıklarında, anlamadım ama ağladım.
Yaşasalar yaşatırlardı insanı ilkeleriyle, ülküleriyle.
Okudum ve anladım.

Genç okuyucuların çoğu bu tarihi bilmez.
Doğumlarından çok önce olup-bitmişti her şey.

İnsanca yaşamayı dilemek var ya…
İnsan onuruyla yaşamak-insanı onuruyla yaşatmak.
İşte oydu rüyaları.
Oydu sevdaları.

Onlara diledik, yaşatmadılar.

Bize insanca yaşamayı dilemek için.
Günü manilemeli.
Manileri yüksek sesle dilleyip.

Sevgiyle demiştim üç yıl öncesi… 6 Mayıs 2012 tarihinde.
Şimdi... Mani böyle mi olur denmezse…

HIDRELLEZ MAVİLERİ

Gül dibinde sevda dilemek say ki;
Kırk Oluk’ tan* su içmeye benzesin!
Hızır ve İlyas’a ulaşmak vakti;
Allanan pullanan güle benzesin!

Sevgiyle başlasın son manisine;
Aykız’ımın mavilenirken gönlü.
Tanrıdan dilesin ölmeyen aşkı;
Yaşarken yaşatsın ona son günü.

Manilerden mani beğensin sevgi.
Mavisine rüzgâr değen gül gibi.
Gidip gelip sarmalasın sevdiği,
Sevdasıyla; soldurmasın el gibi!

Gebze, 6.5.2012, Ünsal Çankaya.

(* = Kırk Oluk Salihli tarafından Tmolos Dağı çıkışında, efsaneleşmiş bir Dilek Çeşmesi. )
1.5.2020, AFYONKULTURSANATCOM