İSKENDERUN SÖYLESENE
FIRAT VE JALE NEREDE?
Kış gelmedi deyip durduk aralık ocak boyunca,
Birden geldi, her yere geldi ve oturdu soğuk,
Olanca ayazı, uğul uğul fırtınasıyla.
Batı ve Trakya'da uçtu çatılar, yattı ağaçlar,
Ki gözümle gördüm, uzanıvermişti biri avluda,
Kökü hep dışarda, tahterevallinin yanı başına.
Karla birlikte ayaz da indi doğuya ve güneye.
İnsanlar erken yattılar, ısınmak için, sarınarak,
Battaniyeler altına, su torbası sıcağına.
Uyanacaklardı güya kardan adamlar yapmaya.
Fırat, Jale, arkadaşım, avukat, İskenderun’da.
Neşeyle uyansalardı kahvaltı filan derdiyle,
Haftaya başlangıç için biraz telaş yaparlardı,
Kedi doyar, mırlayarak dolaşır ayak altında.
Uyanmadılar. Ne Fırat ne Jale ne kedi.
Gece yarıyı geçmişti, çoktan ağarmalıydı tan,
Ağarmadı, karanlıktı, yaz ve kış saati değil,
Nasıl sabaha sayarız 04.17 hançerini.
Ben uyumuyordum zaten fırtına çıldırtan ıslığıyla,
Kulaklarımda çınlıyor, camlarımı dövüyordu.
Saymaya çalışıyordum çarpışan tüm şimşekleri,
Göğe fırladıklarında, homurtusunu duyarak
Ürkmeyeyim, çocuk gibi.
On il birden, ilçeleri, köyleriyle,
99 depreminden büyük vuran darbelerle,
Sarsıldı, silkelendi, buruldu ve doğrulmaya çalıştılar,
Binlerce ev, uykunun derinliğine teslim sahipleri ile.
Ne evler doğrulabildi ne de içindeki canlar,
Uyananların birazı çıkamadı sokaklara.
Maraş kahraman değil, Antep gazi, Urfa şanlı,
Malatya, Adana, Osmaniye, çöktüler deprem önünde.
Eşlik ettiler onlara, yolları, köprüleriyle, Diyarbakır,
Adıyaman, Hatay ile Kilis bile.
Bildik tanıdıklar için, tüm yurttaşlar için aynı,
Yıkım olmasın dileği, ölüm olmasın dileği.
Sevinçli haberler almak umut verdi herkese de,
Fırat, Jale bir de kedi düne, güne uyanmadı.
Umutla dedik ki keşke onlar ölmüş olmasalar,
Kedileri kucaklayıp yine pozlar verseler ve
Duyunca da gülseydiler öldüler haberlerine.
Kime soralım ah Fırat, sen yoksun ya Jale de yok,
Eviniz enkaz, kara kedinizi arayan soran olmaz.
Kaçabilmiş midir dersin sizin öldüğünüz evden,
İskender’in küçük yurdu yaşatır mı bir yerlerde?
Ölüm haberinden geçin sözcüğün yakışı ayrı,
Olmasaydı olur muydu sevincimizin göz yaşı?
Enkaz altındaki her can haber olacak mı bir gün,
Sökülen ağaçlar bile girecek mi bir şiire,
Böyle yıkımlar olurken timsahlar ağlasa bile.
Gebze, 7.2.2023, Ünsal Çankaya.
Üvercinka, Mayıs -Haziran 2023, Sayı: 103-104