Translate

KESİN SONUÇ ALINDI SAYIP BİR DEĞERLENDİRME. ve alt başlık: SEÇMEN KİMDİR?

 KESİN SONUÇ ALINDI SAYIP BİR DEĞERLENDİRME.
ve alt başlık: SEÇMEN KİMDİR?

Seçmen en kısa tanımla seçebilendir. Eylemiyle. Sandıkta. Oy vererek. İradidir bu eylem, ihmali değil.
Demokrasilerde, oy zamanında, yurttaşlık görevi olarak sandığa giderek yeni dönemde yöneten aramızdan kim olsun sorusuna oyu ile katkı veren kişidir.  Oy vermeye giden tarafını seçip, seçimini savunuyor sonuçta. "Niye öyle verdin?" sorusunun ve " Bu sonuca neden olan aslında verdiğin oyla sensin!" saptamasının da muhatabı oy veren seçmenin vicdanıdır. Belki zaten iktidarın nimetleri sürecek sandığından verdiğini görecektir zamanla. Oysa "seçim ekonomisi" değil sürecek olan, çok yakından görünen ekonomik durum geçim ekonomisine yetmeyecek.

Sandığa gitmeyenlerse seçmen değil, seçenlerin oyu ile oluşan sonuçtan hiçbir şey yapmadan nemalanan, açıkça eylemsizlikle kazanan yaşam kurnazıdır. Kazandığı her neyse.
Oy vermeye gidenler değil gitmeyenler yüzünden kazanıyor kazanan. Olası kasıtlarıyla neden oluyorlar sonuca. Benim ortaya çıkan sonuçtan açıkça sorumlu tuttuğum "sandığa gitmeyi bilerek reddedenler". Çünkü mevcut sayım ve rakamsal göstergede onlar kadar katkısı olan yok sonuçta. Kaza ile ortaya çıkmış değil ki sonuç. Yani sandığa gitmeyenin hâli bilinçsiz bir taksir-kaza- durumu değil, hareketsizliği bilinçli taksir halinin de ötesinde. Hareketsiz kalarak bir eylemde bulunuyor – buna kasıt denir- ve muhaliflerin kazanması halinde değişim olacağını görse de çıkarı her ne ise mevcudu sürdürmekteyse eylemsizlikte kalarak- kazanacak olana vereceği katkıyı esirgiyor ve eylemsizliğiyle kazanıyor.

Olası kasıtta fail öngördüğü neticenin meydana gelmesini hem görür hem kabullenir, sonucun meydana gelmemesi için herhangi bir önlem almaz, yani açıkça hareketsizlik eylemi bilinçlidir ve bu hâl taksir- bağışlanabilir kusur- değildir. Çünkü eylemin ceza hukukunda karşılığı ondan da ağır... Sonuca olası kasıtla neden olmak eylemi-eylemsizliği- içinde bilinç taşıdığından kasıtla işlenene yakındır cezası. Buna neden olanlar için ceza hukukunda “olası kasıt” diyen bir suç tanımı var... Sonucu görüp, yine de hareketsiz kalarak sonuca katkı vermek tarafsızlık değil, açıkça gördüğümüz sonucu kabul ve ortaya çıkan sonucu istemek ile eş anlamlıdır.

Oy vermeyenler yarın vicdan azabı çeker sanıyoruz ya...
Hiç çekmiyorlar... Vicdanları niye böyle yapıyorsun sorusunu oy öncesinde sormuyor ve sormayacak...
Çünkü böyle bir "siyasi duruş" un insancıl ve "siyasi tavır", siyasi tutum", "protesto duruşu" gibi siyasi ya da insani temeli yok, gerçekte, kötü bir "seçmen şımarıklığı" var kanımca.
Sonuç üzerindeki "ne olursa olsun yahu, bensiz olsun," ile "gelen ağam giden paşam" tavırlarını, hatta oy bile vermedim, nasıl etki etmiş olacağım diye peşinen savunup, bugünkü duruşlarını yurttaş duruşu sayıp üstelik, insana, geleceğe, yarınımıza, umudumuza karşı işledikleri suçu suç olarak değil, kusur olarak bile görmüyorlar gerçekte.

Yazık!  Maalesef aynı gökyüzü altındayız, aynı ülkede. Bizler için daha da yaşanmaz olacak ise dünya, işte bu sonuca katkıları var. Oğlum gidecek bu ülkeden... "On yıllık alırım pasaportu" diyor acıyla. "Hem giderim, gelmem artık!" da diyor. İçimi yakıyor sözleri.
Dönüşünü görmeye yeter mi ömür? Yeter diyemiyorum artık.
Bu yüzden seçtikleri "bu duruşlarıyla” oluşacak olası sonuca bugünden katkı verenlere kalacak ahım.

Gebze, 28.5.2023, Ünsal Çankaya.

Gerçek Edebiyat com, 28.5.2023