Translate

OKUMAK DEĞİŞTİRİR

OKUMAK DEĞİŞTİRİR

"Okumak değiştirir!" diyor haftanın kamu spotu.
Gerçekten değiştirir insanı.
Okuduğunu anlayanı.
Çünkü okunması gerekeni okumadan öğrenmek, öğrenmeden bilmek, bilmeden düşünmek ve düşünmeden anlamak, anlamadan bir yargı oluşturmak olanaksızdır.
Ötesi ön yargı olur. Ötesi peşin hüküm. Ötesi bile isteye cehalet.

Kimseyi küçümsemem okumayı, yazmayı, anlamayı, bilmeyi ve öğrenebilmeyi bilmiyor diye ve bunları kendi kusurundan kaynaklanmadan başaramadıysa o ayıpta payımız var mı diye düşünürüz birlikte... Kendi kusuru ise nedeni, bağışlanmaz, hoş görülmez o kusur, ayıplanır en azından toplumda.

Kütüphane Haftası.
Okumayı, değerini bilenlere kutlu olsun.

İlkokulda ilk yıldan itibaren kolumdaki bant kitaplık kolu bandı idi.
Severim okumayı. Kitapları.
Onlarla çıktığım yolculuklarla gezdim bütün dünyayı ve uzayı.
Onlarla öğrendim kendimizinkinden binlerce kez büyük olan dünyayı.
Çünkü yaşadığımız her şey olmasa da çoğunu anlamamı, öğrenmemi, bilmemi sağladı tüm kitaplar.

Uzun yazarım, okumadan geçen geçsin okumak, anlamak, yorulmak istemiyorsa.
Ama okuyan anlasın isterim neden o konu hakkında düşündüğümü ve yazdığımı.
Uzun uzun yazmamın nedeni nedenleri açıklamak, onun nedeni de nedenleri açıklamanın çıkarılacak sonuçları anlamayı kolaylaştıracağı hakkındaki mesleki deneyimdir.

Gülten Akın'dan İlk Yaz şiirini okumalı yine...
Çünkü incelik zarar vermez kimseye. Sermayesi zarafetle davranış, art niyetsiz, içten ve güzel söz, güzel bakıştır sadece.
Parasız pulsuz kazanılan ve hep incelik kazandırmasa da yapana iyi hissetmeyi sağlayan bir niteliktir incelik incelikli insanın yüreğinde.

Ama...
"Ah, kimselerin vakti yok durup ince şeyleri anlamaya!"

Olsun!
Kitaplar, yazanlar ve yazılanları okuyanlar var olsun.
Kim bilir, belki okuyanlar arttıkça düzelir dünya.

Gebze, 30 Mart 2019.
31.3.2019, yorumafyon.com

İLKYAZ

Ah, kimselerin vakti yok
Durup ince şeyleri anlamaya
Kalın fırçalarını kullanarak geçiyorlar
Evler çocuklar mezarlar çizerek dünyaya
Yitenler olduğu görülüyor bir türküyü açtılar mı
Bakıp kapatıyorlar
Geceye giriyor türküler ve ince şeyler
"Memelerinde biraz irin, biraz balık ve biraz gözyaşı
Bir dev oluyorsun deniz deniz deniz
sisin dere ağızlarından sokulup akşamları
Fındıklarımızı basıyor
Neyleriz kararan tomurcukları
Çocuklarımıza yalvarıyoruz: Aç durun biraz
Tecimenlere yalvarıyoruz:
Bir "Hotel" bir gizli evlenme az çiziniz
Bir banka az çiziniz bir yalvarma
Bizden size ve sizden dışardakilere
Karılarımızı yolluyoruz tırnaklarını kesmeye ve demeye
-Evet efendim-
Çocuklarımızı yolluyoruz dilenmeye
Bizler gidiyoruz yatağımız tanrıya emanet
Yazların motorlu çingeneleri
Ah, kimselerin vakti yok
Durup ince şeyleri anlamaya
Baba evleri, ilk kez girilen ırmağa dönüş
Toprağa tutku, kendinden dolayı
Kulaklarımızı tıkıyoruz: Para para para
Kulaklarımızı açıyoruz: Kavga kavga kavga
Sorar belki biri: Kavga ama neden kavga
Komşumuza sonsuz balta, karımıza yumruklar içinde
-Bilmiyoruz neden kavga.
Sonra kasabanın cezaevinde
Silgimizi göz önüne yerleştiriyoruz
Günlerimiz iterek genişletiyoruz
Yer açıyoruz karılarımızı düşünmeye
Bizsiz geçen menevşeyi düşünmeye
Durup ince şeyleri anlatmaya
Kimselerin vakti olmasa da
Okulların kadın öğretmencikleri
Tatil günlerini çoğaltsalar da
Kutsal nemiz varsa onun adına
Gözlerimiz için bağlar dokusalar da
Birikimler ve çizgiler gitgide gitgide
Açmaya ilkyaz çiçekleri

Bir gün birileri öte geçelerden
Islık çalar yanıt veririz

Gülten Akın