Translate

Afyon Denge Gazetesi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Afyon Denge Gazetesi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

ANLASANA

ANLASANA

Anladım ki
Seni bana kavuşturmuyor yaşam. 
Ayrılığımıza eğiliyor boynum aslında
Kanıyor yüreğim dokunduğunda.

Ömrümüz yorulduğunda
Gideceğiz nasılsa
Ayakkabılarımızı koyup kapıya.
Giyinip gidecek
Bir küçük kız ayaklarına.
Küçücük bir kadın olacak birden
Çok uzaklarda değilsen eğer
Tıkırdayan topukları dinleyerek
Bekleyeceğiz
Adım adım yaklaşmasını. 
Sakın korkma
Dokunduğunda sana.
Gözlerini kapatan
Ellerimden anlayacaksın
Geldiğimi son buluşmamıza .

Ah sevgili ah!
Yakında
Yolumuz düşecek bir mezarlığa.
Bizi ancak ölüm kavuşturacak
Anlasana! 
Geldiğinde dinleneceğin
Bir tümsek bulacaksın başına.

Ölüm üzmüyor, tuhaftır
Korkutmuyor da ama
Beklemeye başlayınca gelmiyor, 
Dileyip ölünmüyor
Ne zaman gelirse gelsin derken
Biliyoruz ki
Ne zaman gelse erken!

Gebze, 12.10.2008, Ünsal Çankaya.
Ekin Sanat, Kasım 2009, Sayı:45
AFYON DENGE Gazetesi, 21 Temmuz 2014

CAN KULAĞIYLA

"dönersen ıslık çalarsın, yol uzun, su karanlık
otur bir çardak altına, bırak biraz yağmur yağsın."
Ergin Günçe.

CAN KULAĞIYLA

Dinlerim, denerim , iki parmak iki elden
dil altına sıkışacak ve sonra dil yarım rulo
üfle haydi, sal ıslığı, sal dağlara.

Herkes yapar, herkes gider, herkes döner
çalar bilinen çığlıkla geldim diyen o ıslığı
oturur yağmuru bekler.

Ben hiç öğrenemedim ıslık çalmayı
suların akışı gibi adımlarım, giderim,
dönsem kimseler duymaz.

Beklerim o çardakta, suyum o testide soğur
şimşekler deler gökyüzünü, dikemem,
bilmez kimse nasıl ağladığımı.

Oturur günlüğüme bu yalnızlığımı yazarım
yazdıkça yabancılaşır bana yaşadıklarım
benden başka birisi okur bunu.

Kimse kim okur yazarlığım!

Gebze, 16.1.2013, Ünsal Çankaya.


1=Akatalpa, Aylık Şiir ve Eleştiri Dergisi,  Temmuz 2013, sayı:163

2=Afyon Denge Gazetesi, 2 Ağustos 2014 tarihli nüsha.

3=)Edebi Fikir com

http://www.edebifikir.com/medya/unsal-cankaya.jpg

Can Kulağıyla - EdebiFikir

BERKİN BUNU HİÇ BİLMEYECEK

BERKİN BUNU HİÇ BİLMEYECEK

Rüzgâr söylüyor ölümün şarkısını
Dikkat et!
Berkin öldü ölecek !
Berkin öldü ölecek !

Bir ekmek alacaktı haziran sıcağından
Karnı doyacaktı güneşin sofrasında
Gülüşüyle aydınlanacaktı ev
Anne sevgi olacaktı yine baba hep güven
Doğrulup çalışacaktı
Çocukluğuyla
Oyunlar oynayacaktı çağdaşlarıyla

Bir zorba emir verdi;
Ağaçlar kesilecekti, oteller dikilecekti
Paralar istif istif
Cepliydi kefenleri!

İnsanlar olmaz dedi

Gaza boğdu insanlarını devlet
Çocukları hedefledi can yakmak için
Çünkü çocuklardı gelecek

Oy! Berkin'e isabet !
Vay! Berkin'e isabet !

Uyudu kaldı Berkin
Uyanırsa ekmeğini yiyecek
Yiyecek ve sevgiyle büyüyecek

Rüzgâr söylüyor ölümün şarkısını
Dikkat et!
Berkin öldü ölecek!
Berkin öldü ölecek!

Uyudu oysa Berkin
Uyudu kaldı işte;
Güzel rüyalar görecek,
Ölüm ona ilişmeyecek!

Yağmur gizlemiyor gözyaşlarını
Yağmur gizlemiyor gözyaşlarımı
Berkin bunu hiç bilmeyecek!

Gebze, 11.3.2014, Ünsal Çankaya.
Afyon Denge Gazetesi, 12 Mart 2014 tarihli nüsha

BÖLÜNME

BÖLÜNME

İçimiz acıyor, kimliklerimiz sorgulanıyor, kişiliklerimiz bölünüyor, hırslarına esir dillerde.
Acılarımız ortada yaşanan acılara karışıyor, bütünleşiyor yaşanan günle.

Bölmek istedikçe bağlanıyoruz, bilmiyorlar mı?
Acılar ortak paydamızdır gözyaşı döktüğümüzde.

Bekliyoruz, bekleyelim, bitecek elbet bu oyun, sonsuzca sürmeyecek,
Perde diyeceğiz bir gün, perde!

Sonra biz yazacağız, biz oynayacağız hayatın her sahnesini, her perdesini.
İnsan gibi yaşamanın özlemiyle, insana yakışır düşlerimiz gerçekleşecek günde.

Coşkuyla sahneleyeceğiz, oynayacağımız tüm rollerde insan olacağız.
Tüm benliğimizle, sevgiyi böleceğiz gönüllere.

Alkış, övgü gerekmez hiçbirimize, el ele tutuşup selamlayabilsek bu hayatı,
Sevgi dolu yüreklerimizle...

Mutlu sonla güzelliğe açılırdı her perde!

Gebze, 6.2.2007. Ünsal Çankaya.
Afyon Denge Gazetesi, 9 Ekim 2014 

KARANFİL YANIĞI

KARANFİL YANIĞI
(SEDEF YILDIRIM'A)

Bir sedef gibiydin sen
Yaşın gibiydin
Adın gibiydin.

Bir oda, bir mutfaktan ibaret evin.

Üç çocuk,
Bir koca, sarhoş,
Boşandığında tanığım..

Ezilmedin,
Yenilmedin,
El kapısı demedin,
Gavur kapısı demedin,
Ekmeğindi tek derdin, alın terindi...
Çalıştın, temizledin, kendince temizledin.
Ama bilmiyordun, bilemezdin,
Temizlenmez emperyalizmin kiri...

Silinmez yüreğimin kederi.

Sedef'im, anam benim!
Ayrımsız, ayrımsız sevdin!
"Çocuğumsunuz dedin, yavrumsunuz!"
"Sıcak tuttun çayımızı" gece dönüşümüze,
"Okuyun, okuyun!" dedin "Ben beklerim yerinize!"
Ekmek kuyruğumuzda sen, tüp kuyruğumuzda...

Ah be Sedef anam!
Yaz günüydü,
Bir sigara yakıp sen,
Bahçende karanfil sulasaydın!

Bir kardeş kavgasının ortasında
Yanacak kadın mıydın?
Hangi hain ellerdir, fırlatmış o bombayı?
Sen kavrayıp elinle... "Yavrularım ölmesin!"
Beyninde son düşünce... Patlamış ellerinde!

Ben bir kış günü gittim
Girilmeyen o eve...
Duvarlarında kanın,
Yandım!
Yandım be anacığım!

Bahçende karanfil sulasaydın...
Sen keşke karanfil sulasaydın!
bir karanfil yanığıdır şimdi içimde adın !

Gebze, 5.7.2007, Ünsal Çankaya.

1: Ekin Sanat, Ekim 2009, Sayı: 44
2: Kadı Burhaneddin'den Günümüze Hukukçu Şairler Antolojisi- 3. basım.
Sahife: 584-585. TBB Yayın no:238, Derleyen VEYSEL GÜLTAŞ.
3=) Afyon Denge Gazetesi, 25 Temmuz 2014 tarihli nüsha.

BİREYLEŞ

BİREYLEŞ

Ey gönül!
Bireysel bir birey oldun mutlu ol!

Bilge olmak zor gelmişse aldırma; bir eyleş hele dur!
Bak bakalım çengi davul gelmişler mi şenlik için ortaya?
Zırt dedirtebiliyor mu ustaları son delikten zurnaya?

Eyleş hele eyleş biraz bir nefeslen hele dur hele dur da bir otur!
Bir sohbetin can damarı can alıcı bir sözcükle çıkmasın,
Gönül dikkat et ki dinlen, dinleyenler dinlemekten bıkmasın!
Sözcüklerin her birini ipek halı dokur gibi seçmelisin renk ahenk,
Atkısından çözgüsünden kirkitlerin darbesinden motifleri akmasın!

Bir eyleş hele gönül bireyleş!
Eylem zamanına hazır olmalı bilgin!
Hele dur, hele eylen, eyleş biraz ki bireyselleş ve eğlen de neşelen!

Gebze, 5.5.2006, Ünsal Çankaya.
1=) Bireylikler, Edebiyat Dergisi, Temmuz-Ağustos 2006. Sayı:9
2=) Afyon Denge Gazetesi, 31 Temmuz 2014 tarihli nüsha.

YAKTIK







YAKTIK

Kırk katırı biliriz biz ,kırk satırı,
Asmayı biliriz, hançerlemeyi,i yi biliriz, sırttan
Haremlerde kardeş boğma geleneği de bizim
Bizim yine çok sevdim de öldürdüm hakim beyim demeler
Terk eden sevenleri, kurşunlara dizerek.

Bedrettin'i astık, Pir Sultan'ı
Ölüp ölüp dirilirler bilmeden.
Bir yakmayı bilmiyorduk eskiden
İki Temmuz miladı oldu dostlar

Türkü yakanları yaktık, şiir yazanları yaktık, yaktık çizenleri çocukcasına
Yaktık utanmadan semaha dönen gencecik fidanları
Utanmadık koca Bezirci'yi yakarken, öyküleri dünya dillerindeki Aziz ustadan
Utanmadık, davranmadık sönsün bu yangın diye bir kovacık su ile
Seyre durduk beyaz camda, seyre durduk elimizde fincan fincan çaylarla

Burnumdan gitmeyen yanık kokusunda çok payımız var
Payımız var içimde yanan insan etinden dökülüp dağılan tikelerinde
Öyle yapıştı ki bulaşık balçık, yapışıp kaldı ki ellerimize
Nasıl temizlenir yüreklerimiz, nasıl arınılır yangın isinden
Bir çare gösterin ey güzel dostlar

Bir çare ki;
Bağışlansın yüreğimiz içinden.

Gebze, 2.7.2006, Ünsal Çankaya.
1) Şiiri Özlüyorum, Edebiyat Dergisi, Ağustos-Eylül 2006, Sayı:17
2)Afyon Denge Gazetesi, 2 Temmuz 2014 tarihli nüsha