Translate

ANIMSADIKÇA (Öz hali)

ANIMSADIKÇA.

Ben Çavuşlu Sülalesindenim. Yusuf Beyler de deniyor sülalemize. Bildiğim anımsadıklarım kadar. Peki soyumun öncesi ne? Daha öncesi? Daha öncesi? İnsanın tarihinde tarihimiz nerede başlıyor, kimdir büyük atamız?

Kim kimin, nereden akrabası kısmını defalarca büyüklerime sordum. Evimize gelen her akraba benim küçüklüğümü, o kıvırcık örgülü saçlarımı ve bildik halimi anımsar elbet, belki küçümen ellerimle yaptığım kahvenin hatırına, benim de her birini sevgiyle anımsadığım gibi....Yaylaya çıkarken geçtiğimiz köylerde akrabalar, annemin köyünde akrabalar....Tuhaftı bu kadar çok yerde ve farklı yapılarda akrabalar olması... Kavim, hısım, akraba sözcüklerini de böyle öğrendim...

En çok benim çocuk inadım tuttuğunda o inadı kıramadığı için şaşkın ebemin bana biraz kızgın ama biraz da keyifle söylediği 'at çeken inadı' sözü tuhafıma giderdi...Anlamını bilmiyordum ama adımın anmak için konulduğu kişinin inatçı olduğunu tahmin ediyordum. Hani dedemin askerdeki yüzbaşısının adı Ünal imiş, onun adını koymaya gitmiş, ama yine akrabamız olan Nüfusçu Derviş olarak anılan büyüğümüz 'o çok erkek adı, bari Ünsal olsun, ün alacağına ün salsın' demiş ya...Hep o yüzbaşı inatçıydı sanırdım...'At Çeken) anne sülalemin köküymüş meğer.

Sanal dünyalar gerçek dünyaların yerini tutmaz ama sosyal paylaşım sitelerinde hepimiz önce soy adlarımızla aradık eşi, dostu. Buldukça bir sevindik, bir sevindik ki, böyle de sevinç mi olur, demeyin gitsin....Sonra paylaştıkları fotoğraflar ile gördük nerede, hangi akraba nasıl da büyümüş, yaşlanmış, ölmüş de yakınları anmak için fotoğrafını koymuş diye....Başarılarını okuduk, güzelliklerini gördük, hem mutlu olduk, hem gurur duyduk. Acıları paylaştılar, anında içimiz buruldu, sevinçleri paylaştılar içimiz sular kadar aydınlığa duruldu...

Bir gün her şey gibi iletişim de ilerledi, darmadağın olan, dünya yüzünde neredeyse her ülkede yerleşen akrabaları bir arada, bir kitapta buluşturacağım diyen bir aile büyüğümüz oldu... Nasıl heyecanlandım...Çünkü çocukluğumdan kendisini de anımsıyordum ama anımsadığım herkesi bir kitapta bulacaktım. Benim anımsadıklarımı tek oğlum Alican Onur'a fotoğraflarıyla anlatacaktım. Benim bu heyecanımın aynısını duyan herkes sevinçle paylaştı. Aynı heyecanı bizden sonrakilerin yaşaması olanağı ise o kitapta bizlerin öncüllerinin kimler olduğunu ve nereden geldiğini bilmeleri ile gerçekleşebilirdi.

Bu kitap bunu başaracaktı. Toplanan fotoğraflar, küçük anılar, eskiler ve yeniler aynı kitapta buluşmanın heyecanını yaşatacaktı. Bu nedenle hepimiz bu gönüllü kitap için elimizden geleni paylaştık başlangıcından sona...
Çavuşlu Sülalesi, bir araya gelebilmenin mutluluğunu, anımsama tarihini bir kitapla somutlaştırmanın sevinci ve gururunu duydu. Bu gurur çocuklarımıza belgesiyle, bilgisiyle bir kitap dolusu fotoğraf ile yansıyacak. Bizim çocuklarımız bilginin hızla çoğalıp, bilgi kirliliğinin peşinden koşturduğu dünyada ellerinde gerçek bir soy bilgisi ile genetik aktarılan kodlarını sosyolojik olarak tamamlayacaklar bu kitapla. Her bir fotoğrafta yaşamın insanların yüzüne yansıttığı ışığı, ayrılıkların, acıların, kahırların kazdığı çizgileri görecekler...

Altı yüz elli civarında akrabanın ismi ile; ölmüşümüz, yaşayanımızla bir araya gelebilmenin de gururunu yaşıyorum bu kitap boyutunda.

Tüm akrabalarımıza, bizi bizden sonra anlayacak- anımsayacak, aktaracak çocuklarımıza, ellerine bir yazılı, anılı, fotoğrafla belgeli olarak bırakacağımız değerli bir miras olacak bu kitabı hazırlayanlara bin selam olsun.

Son söz olarak bu nedenle hepimiz adına içten teşekkürlerimi sunuyorum proje sahibi Şükrü Türkmen ağabeyime, kardeşi Özcan Türkmen ağabeyime, yardım eden, lojistik destek veren eşleri ve evlatlarına.
Bu mirasın değerini bilecek, sahiplenip, sonraki yıllarda da soy geliştikçe yenisini ekleyip aktaracak her bir akrabaya da şimdiden selam olsun. 18.4.2014

Gebze Emekli Hakimi Ünsal (Türkmen ) Çankaya.

Çavuşlu Sülalesi Kitabı,
1700-2014.
Yazan:Şükrü Türkmen
Sahife 12-13'te yer aldı.