Translate

Koridor Dergi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Koridor Dergi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

KARGIŞLAMA -1-

KARGIŞLAMA

Ben Ağustos şairiyim biliyor musunuz ?
Kimse okumaz beni
Yaylada yıldız saymak
Bulutlarla uçmak varken başaklı ovalarda .

Ben vazgeçmem kalacağım demekten,
Elinoğlu bir kalemde vazgeçer Ağustos Böceği'nden
Saz çalıp oynasa da, tuz yutup kavrulsa da.

Ben Ağustos şairiyim biliyor musunuz?

Başka aylar hiç tutmaz yüreğimden.
Her Temmuz yanıyorum her Eylül donuyorum
Bir iki sayıyorum, bir de on ikisini
Ah içim hep zemheri!

Kimse okumaz beni Ağustos şairi olalı beri
Öl Ağustos Böceği, öl, öl, karınca yesin seni!

Gebze, 15.6.2010, Ünsal Çankaya.

1: Koridor Kültür, Sanat, Edebiyat Dergisi, Temmuz, Ağustos, Eylül 2010, sayı:14
2Kadı Burhaneddin'den Günümüze Hukukçu Şairler Antolojisi- 3. basım.
Sahife: 584. TBB. yayın no:238, Derleyen VEYSEL GÜLTAŞ.

ÇARPAN ETKİSİ -1-

ÇARPAN ETKİSİ

Bağdat’a gitmeye gerek kalmasın,
Yeter dört işlemim hesaplamaya,
Benim şu yalnızlığım
Nasıl da yanlış,
Durdukça çarpıyor ay ışığıma.

Gebze, 9.10.2012, Ünsal Çankaya.
Koridor, Kültür, Sanat, Edebiyat Dergisi, Ocak 2016, Sayı:22
11.6.2022, Gerçek Edebiyat com

DALGACI

DALGACI

Zifir bir gece;
Ay da, ışığı da çoktan kayboldu.
Uyumak gerek.
Yağmur var.
Her damla çarpa çarpa
Doluyor yüreğime.
Taştım, galiba taştım
Uyunmuyor denizde.

Gebze,13.7. 2015, Ünsal Çankaya.
Koridor, Kültür, Sanat, Edebiyat Dergisi.
Ocak 2016. Sayı:22.

KUŞ DİLİM

KUŞDİLİ-M-

" Bir mavi kuş var yüreğimde. "
Bukovski değilim elbette;
Sigarayı bıraktım, viski sevmezdim zaten,
Boğmuyor, zehirlemiyorum onu, ancak
geceleri konuşuyor, uyuyorum birlikte...
" Bir mavi kuş var yüreğimde. "

Kanadı kırık, gagası bağlı, uçmayı unuttuydu zaten
İçime tünediğinde.
Çoktandır, ah çoktandır benimle ağlamayı biliyor,
Biliyor çağlamayı benim bilgime özge
Kanıyorum sessizliğinde, kanıyor sessizliğime
Çırpınıp duruyor kendi dilince
"Bir mavi kuş var yüreğimde."

Beni saklayacak bir gün rengine!

Gebze, 13.2.2010, Ünsal Çankaya.

1=) Koridor, Kültür-sanat-Edebiyat Dergisi, 2010, sayı:15
2=) Kadı Burhaneddin'den Günümüze Hukukçu Şairler Antolojis- 3. Basım.
Sahife: 583, TBB Yayın No:238, Derleyen VEYSEL GÜLTAŞ

GÜLÜMSEYEN BİR ÇİÇEK İÇİN

GÜLÜMSEYEN BİR ÇİÇEK İÇİN
(Didem Madak'a)

Çiçeklere sorular soracak biri de olacak mıydı
Çiçeklere şiirler yazacak?
Oldu olmaya,
Bırakmadı hayat sormaya
Onlardan önce soldu

Tanımazdım şiirinden önce
Tanışmadım şiirinden öte
Fotoğrafını
Gördüm
İlk.
Ölümden sonra
Ölümden uzak çekilmiş bir akşamın koynunda
Ne kadar güzel bir gülümsemesi var (mış) yüzünde
Miş-li zamanlar için ne kadar genç

Dili geçmiş oysa zamanın dişlerinden
Harcayan dişlerinden, ezen dişlerinden...
Ezilmemiş, direnmiş şiiriyle
Güllere sorular biriktirmiş yine de
Eski zamanların inceliğinde.

Mutlaka şöyle söylerdi kendi ölümü için:
"sakın çelenkler yollamayınız bayım,
ölmedim, o çiçeklere rüyalar kurmaktayım."

Oysa diyorlar ki "o dik duruşun son kalesiydi"
Hiç bırakmadıysa başka bir şey geriye
Sadece bunu söyletebilmek yeter direncin şairine

Çiçekler içinde uyusun şimdi.

Gebze, 25.7.2011, Ünsal Çankaya.
Koridor, Eylül Ekim 2011, Sayı:20

GÖLGE OYUNU

GÖLGE OYUNU
(GÖLDE OYUN)

Gölge mi dediniz
İçimde koyulaştı birden bire
Güneşim yitip gitti birden bire siz
İçimden geçip gittiniz

Nasıl da ışıdı yüzünüz
Günden önce ışıdı yüzünüz
İçinizde güneş mi sakladınız
Bizden habersiz

Gelip gidişleriniz
Gelip geçişleriniz, gün aydınlığı
Saklı gamzelerinizde saklı gülüşleriniz
Saklıca (g)örülü düşleriniz

Ah! Gölge mi dediniz
Daha demin gelmiştiniz gitmeden hani
İçimdeydiniz daha demin aydınlıktım, aydım
Geceden habersiz

Şimdi siz
Yine gittiniz yine günsüz
Güneşsiz bıraktınız, sizsiz bıraktınız
Kalakaldı içimiz ıssız, sessiz, karanlığımız
Koyu gölgenizden yazımız.

Ah! Siz daha demin geçen güneş değil miydiniz?
İçimizde sıcağı kalan hani gülümseyen şiirimiz?

Gebze, 20.11.2006, Ünsal Çankaya
Koridor Dergi, Ocak, Şubat, Mart 2007, Sayı:2

RUHSATSIZ ŞİİR

RUHSATSIZ ŞİİR

Bina yapıyorken alınır ruhsat
Şiir yazarken değil
Kuşlar göçerken değil
Konarken değil.
Kaçak katlar eklemlenir binaya
Dizenin kaçağı şiire sığmaz.
Laf ile geçmiyor leyleğin ömrü
Kuruttular göletini dinleyin;

Bir günlük okudum bir şiir yazdım
Ol hikayet işte böyle başladı.

Temel
Kaçak atıldı
Ama bilerek atıldı
Göstererek atıldı doğasına düzenin.
Günlerden pazar
Kapalı daireler yok kaçağa tutanak.
Evimin karşısına
Ama çok kaçak
Çok kaçak!

Yok balkonumdan görünen deniz
Balkonuma komşu bir şair evi
Boyasını badanasını
Bildiğim.
Yok
Güzel gözleriyle
İzleyen martı
Yazdığım her dizeyi.

Evimin karşısında temeli kaçak
Ruhsatı istim ardı
Heyula cami.

Adı yok mu, var, belli,
Göç eden leyleklerin molasına dikildi.
Bin bir nebat , bin bir can doğasından edildi.
Yeri hâlâ rızasız ufku kapatırken kurşun kubbesi
Oturup yazmalı dedim, yazıp akıtmalı
Kuralsızlık zehrini
Belleğine kezzap gibi toplumun.

Korkunun dini yok, dinin elleri
Dinle korkutuyor kimilerini.
Yok sayarken dünya kurallarını
Silahtan sayıyor sömürgenleri.
Siliyor toplumun tüm belleğini
Siniyor toplumun tüm bireyleri
Konar sevinçler yiterken
Başlıyor zamanda göçer çaresizliği.

Sövüp saymalar da çözmüyor artık
Gözler kapalıyken, kulaklar sağır.
Yerle yeksan
Hakta noksan oluyor
Canların eşitliği.

Martılara yem olan yüreklerde
Leylekler nasıl dinlen-il-meli.

Yazmalı dedim
Yazmalı
Tam da okuyorken yazmalı o geçmişi
Tarihe düşürmeli.
Ki bilinsin leyleklerin gittiği
Okyanusa gömülen bir ada değil nedeni.

'Tehlikeli Günlük' lerine özendim belki
Yazmadan öncesi gözlemlediği,
Yok yok, değil, Cihangir'de gezmesi
İstanbul'da olması bile değil...
Ne mavi gözlü martısı
Lale Müldür'ün
Ne Orhan Pamuk'un boyanan evi
Kıskanılacak değil, imrenilecek değil
Görüp izledikleri
Olağan belki.

İçimi acıttı birden
İtiraf içtenliği.
Meğer
Seyhan Özdamar
Çocukken kör sanıyormuş martıların hepsini

Gebze, 13.9.2011, Ünsal Çankaya.
Koridor Kültür Sanat ve Edebiyat Dergisi, Kasım -Aralık 2011,  Sayı:21