Translate

GİTSE DE BİTMEZ Kİ YAŞAR KEMÂLLER!

GİTSE DE BİTMEZ Kİ YAŞAR KEMÂLLER!

"Gitme olmaz mı?" demiştim... "Olmaz!" dedi ve gitti, ama bitmedi!

"Nobel'i almadan gitme ihtiyar!"

İlk duyduğumda yoğun bakım haberini, aklıma ilk gelen çığlık bu oldu!
Nobel almasan da okudum yazdıklarının hepsini, okurken çok mutlu oldum, okurken her sözcüğün içindeki acıyı, içindeki sevinci nasıl da taşırdığını gördüm… Kimini dönüp bir daha okudum neydi beni okurken coşturan, bu söyleme alıştıran diye. Yetmedi son okuduğum için hüküm bile verdim, bu roman neredeyse bitmemiş diye... “Senden daha çok hak edeni var mıdır bilmiyorum, ama yoksa eğer, o Nobel'i almadan gitme ihtiyar! “ dedim acıyla.

Bu ülkede polisler her gün bir çocuğu vuruyor, oksimoron değil bu, abartısı gerçekle çarpmak için, uyanın demek için insanlara... Dedim ya her gün bir çocuk ölüyor, öldürülüyor, onları da yaz.
Bir Yaşar Kemal Romanında yaşamayı sürdürsün tüm çocuklar.

Çünkü masal okuyor insanlar, masallara inanıyor, roman okuyor, gerçekliğini biliyor ve onları hiç unutmuyor, aktarıyorlar. Hikâyeler bile daha elverişli tarihi aktarmaya, yaşatıp, anımsatmaya.
Oysa bellek kötülüklerden ders almayı bilmeli, uyanık olmalı yeni saldırılara ve tarih bilmeli, çünkü tarih ile kazılır, tarih ile örülür kötülüğe duvarlar.

Kimse tarih okumuyor, okunsa ders alınırdı, devlet dersinde ölüp durmazdı çocuklar.
Öldürenler ise okuyor, biliyor, balık hafızalardan emin, yine ve yine vuruyorlar, her yerde, her köşede ölüyor o yavru kuşlar... Çığlık çığlık ağlayarak arkalarında kalıyor analar.

Acı artık taşınmıyor yürekte, taştı, taşıyor sokaklara...
Sokaklar ki orası çocuklarındır, oyun alanıdır her köşesi ve çocuklar şimdi sokaklarda oyun oynamaktan korkuyorlar, ölüm oynuyorlar sadece ve bu oyunda ölen kalkmıyor artık, vurulan oyun dışında... Sayıları git gide azalıyor... Yaz ki unutulmasınlar!" demiştim 15 Ocak'ta.

Sonra... Sonra bir haber... Uçmağa vardı dediler... Gün 31 Ocak, şafağı bulduğunda.
Dedim ki o zaman:

"GİTME KAL!
Nice nice acıları aklına getir
Bunca yoksulluğu aklına getir
Gözyaşlarını aklına getir
"GİTME KAL" var yok dinlemez bir çocuk isteğidir
Gitme aklına getir!" der ya Arif Damar...

Öyle bir çocuk isteğiydi işte..."Gitme, Olmaz mı?" diyen çağrım...
İhtiyar inatçıydı, inatçı... Yazarken de, yaşarken de... Bırakıp gitti işte. Gitti!

Üzüle kaldım... Üzüle... Üzüle...

Bekleyip de olumsuz sonucu, olmasın diye ummanın umarsızlığı, ölmesin diye dilemenin yine gerçekleşmediğini gören çaresizlik sızlatırken yüreği...
Yaşlanıp ölmenin güzelliğini bile bile... Genç ölüp gidenlerin acısını bile bile...
Üzüle kaldım... Üzüle… Üzüle...
Aileden, çok yakından birini kaybetmiş gibi, yine!

Ölmez Otunu yazmak bir şey, arayıp da bulan yok ki... Bulunsa, derman olsaydı ölüm derdine!

Işığın kadar aydınlığın sürecek bu ülkede ihtiyar; bende ömrüm kadar kalacaksın elbet, ancak, okudukça kaldığın gibi, okundukça çoğalacak, okundukça kalacak, unutulmayacaksın...
Işığın çok olsun ihtiyar... 
Uçmağa varırken de bize senden kalan dil, yazı dilin, söz dilin, ses dilin, senin dilin, bizim dilimiz...
Bu ülke bir başka Yaşar Kemal çıkarır elbet, o kadar mümbittir yazabilene...

"Seni anlatabilmek seni" der ya Ahmed Arif... Anlattığın bir kendi ömrün değil bin ömürdür biline...

Sonra aynı gün yalanlandı bu haber... "Ölmedi, daha da çok yaşar o!" dediler. Hemen " Çünkü ölmez otunun yetiştiği topraktır, direnir o !" dedim ben. Umutlandım yine...
"Eski toprak... Haydi diren!" dedim..."Diren ve başar!"

Şimdi... Yaşar Kemal artık bitti diyorlar... Tamam diyorlar... Bugün şu saatte bu dünyadan gitti diyorlar... Artık inanmıyorum hey, inanmıyorum! Artık inanmıyorum!

Çünkü bu arada hiç bitmeyen yazarları okudum ben yeniden, hiç bitmediklerini, dünya durdukça, insanlar okudukça hiç de bitmeyeceklerini yine ve tüm kalbimle anladım. Anladım ki Yaşar Kemal de bu nedenle artık hiç bitmez! Çünkü Karıncaların Su İçtiği Bir Ada Hikâyesi karıncalar tükenmeden bitemez.
Karınca kararınca destan yazdığı insanlar bitmeden bu ülkede hiç Yaşar Kemal biter mi?

Erken yazılmış ağıtlarım dilimde benim.
Dilim erken yazılı ağıtları söylüyor,
"Hep erken!" diyen kalbim
Yine acıyor!

Işığın bizimle ihtiyar, sızın içimde!
Gittin ama bitmedin!
Çünkü bitmez hiç, yaşar kemâller.

Gebze, 28.2. 2015, Ünsal Çankaya.

EKİN SANAT
Aylık Edebiyat Dergisi.
Nisan 2016, sayı:123.