Gelseydin O Gün* demiş şair anımsatırken günü,
O gün, hepimizin yüreğindeki yangın, ki sönmüyor.
Tek sözcük veriyor tarihini, olmasın için,
Kimsenin gitmediği o yerin, unutmadığı saatin,
Kimsenin çare olmadığı yangının,
Kimsenin durdurmadığı kıyımın.
Bir ot değil artık, bir otel değil, kuşatılmışlık,
Kuşatılmışlık, karanlıklarla.
MADIMAK, unutmadım, aklımda.
Kör inanca hükmedenlerin, biat edenlerin,
Farz olduğu için kılmadıkları namaz,
Sevap olsun için etmedikleri dua,
İyilik için haykırmadıkları yerdir tanrı adını.
Şeytana atmadıkları taşın adresi,
Isınmak için yakmadıkları ateşin adı,
Gaz döküp, kibrit çakıp, şehvetle kan içenlerin,
Seyirle kalmayıp odun ekledikleri yangın.
MADIMAK, unutmadım, aklımda.
Önceden, kalubeladan beri oradaymış o şair,
Yoluna, yolculuğuna onunla gidenlerle gitmiş,
Yolumuz hep iyiliğe, doğruluğa meselini bellemiş.
Orada yakılanlarla yakılmaktan tesadüfen kurtulmuş,
Sağ kalmaya inanmayışı ayrı, fazlasıyla utanmış.
İnsanın insanı yaktığı bir dünyada,
Yakanlar arasında olmamak bir onurken,
Kalbine oturmuş acı, dilini dağlamış zulüm,
Söndürmeye, dur demeye yetmediğinden gücü,
İnsanlığından utanmış.
Yine de anımsatırken Madımak acısını,
Sen de "Gelseydin o gün" diyor, ölseydik hep birlikte.
Utanmasaydık böyle her gününde şu ömrün,
Yakanlarla aynı yurtta yaşayarak kalmaktan.
Gebze, 5.2.2023, Ünsal Çankaya.
Artemis Dergi, Temmuz, Ağustos, Eylül 2023, Sayı:21
(* Gelseydin O Gün, Haydar Ünal.)