MASUMİYETİ SAHİPLENMELİ İNSAN

Masumluk hep bildik öykülerde yaşandı, hep bilinmedik çocuk düşlerine yakıştırılıp kaldı.
Uzandı bilinen ellerin kirli karasında sokağa, ah masumiyet kaç yerinden bıçaklanıp kanadı?
Elleri koynunda kaç masum kaldı, yaralı, yüreğinden vurulmuş kaç ana kaldı?

Alıp da gitmeli başını insan alıp, alıp da gitmeli umudun, sevdanın doğduğu güne.
Günışığı dans etmeli delice, masumiyetle, karanlığa yenilmesin, bitmesin düşler diye.
Masumiyet sokaklarda öldürülmesin diye, ellerimiz, dillerimiz, yüreğimiz, aydınlatsın sevgiyle.
Gitmeli, iz sürmeli insan, mutluluğun doğduğu güne ve bakmalı masumiyet nerede kirlendi diye.

İzlemeli yılların eskittiği günlerden kalan anı, ah, masumiyet yaşanmalı , yaşatılmalı diye elbet!
O an, ki; silinip geçmişinden yok sayılmalı yine, sevda umutlarıyla gözlerine maviler boyanmalı.
Bir kez daha bıçaklanmamalı umut, bir kez daha masun kalmalı insan.

Masumluk asıl hikâye olsun diye!

Gebze, 6.4.2006-12.12.2017, Ünsal Çankaya.
Tmolos Edebiyat, Temmuz, Ağustos 2019, Sayı:79