KİMDİR İKİNCİ YA SIRADAKİ?

Nedeni, nasılı, zamanı doğru gelmiyor kalbe,
Canımızı yakıyor kaybımız çok yakınsa,
Erken buluyoruz elbette, erken,
Beklesek bile o sonu, çok uzak olsundu bizden
İçimizdeki umu.
Olmuyor, gideceğimizi görüyoruz yanına
Yarım kalacak yaşamın berkittiği kaygıyla.

Çocukluğa dönüyoruz anımsanan her anla.
Kurduğumuz hülyalara, oyunlu sokaklara.
En güçlüden başlanırdı seçilmeye takıma
Ayıklanırdı zayıflar, beklemek nöbet kıyıda,
Çünkü oyun önemliydi, ama kazanır her çocuk,
Bugün, yarın, sonra, şaşırtan bir sırayla.

Oysa oyun değil ölüm, bitti deyince bitmiyor
Onu söylüyor kesinkes, içimizi ürpertiyor.
Her zaman sıra gütmüyor, ama atlayıp geçmiyor
Unutmuyor kimseciği, ne güçlü, ne de naifi.
Uzasa da tekerleme, buluşuyoruz sonunda
Ayıklamaya pirinci, kim birinci, kim birinci?

Arkadaş ölümü işte, yaşamaktaki ilk fire
Nasıl da kabuksuz yara, hüzünlü çığlık.
Bir oyuna toplamıyor son ıslık.
Katılmak zorunlu son yolculuğa
Gidenler arttıkça azalıyor gücümüz
Yeniliyoruz boyuna, sonsuzluğu umsak da.

Toplandıkça başlıyoruz saymaya
Üzüntünün ardına, üzüntünün önüne
Yanına, yamacına eklenen o soruyla.
Sıradaki kim, kimindir sıra, kimdir ikinci,
Kim ayıklayacak taşsız pirinci
Birincimiz gittiydi,
Şimdi kim alacak onun yerini?

Sayışma tamamlanınca
Bu dünyadan gidişi kazanıyor birimiz
Dostların omuz başında yükselen bir tabutla.
Yarım kalan işleri bitirme umudumuz
Biraz daha yaşama, mutluluk arzumuz da
Sığmıyor o tabuta.

Gebze, 13. 8. 2016, Ünsal Çankaya
Ekin Sanat, Haziran 2019, Sayı:155