Ömür aldı başını gidiyor bilinmeze
Gölgemiz de ruhumuz da içinde
Bedenimiz de.
Eylül işte!
Yaklaştığında
Gecenin sessizliğinde
Usul şarkılar söylerdik sevdiğimize.
Güz dedikçe biz...
Döktü yapraklarını üzerimize
Esti, savurdu, yağdı delice.
Kalbimizde biriken iyilikleri verirken yele
Hiç kötülük uğramadı günüme diyor
Hiç kötü an rastlamadı kalbime.
Kötü bir ay değilim diyor üzerine.
Oysa daha dündü kalbimizi kırışı, paramparça edişi
Mevsimdendir dedik hep bağışlarken evvelce.
İnanmaya çalıştıkça zulmü arttı on ikili günlerde
Yakıp yıktı haneleri, özgürlükten çala çırpa beslendi.
Sanki kimseyi kırmamış, canından etmemiş sanki
Özür bile dilemeden gelip gidiyor yine.
Bin yılların hazanı bu, bin yıllardır kar değmezken gününe
Nasıl bilmez kendince sararmayı ilişmeden kimselerin keyfine?
Kimileri ona benzer, çoktur kibri, aymazlığı, sefilce
Ömrünü tüketse de bakmaz kırdığı kalbe.
Bencilliğin böylesine ne denir, ah ne denir son demlerin kibrine!
Gebze, 8.9.2018. Ünsal Çankaya.
Ekin Sanat, Temmuz 2019, Sayı:156