Yenilmiş, yıkılmış, unutulmuşken ayna mıdır bakılan,
Yenmiş, yıkmış, unutmuş biri mi sırlı aynaya kalan?
Sır dediğin içindeki büyüyüp duran dağ mı, yanardağ mı?
Yalnız kendine volkan, ateşiyle kaynayan?
Sırlı insan aynanın karşısında şakısa söylemez ki kör ayna.
Durduğu yere kaderi, baktığı yere kederi büyür zamanla.
İnsanın aynası dildir, gülerse yaşatır gülü, ağlarsa hançer düşürür
Söyleştiği dilde, gözden, gönülden uzak olmalı öfke.
Yalın öfke ne ile durulur, kalbinin içinden aşk kafesine
Sığmayan sözleri nece fısıldar ki dörtnalı bırakır gider eşkine?
Öfke dilin zehri, güçlü hançeri, kınında değilse yıkar her yeri,
Dil sevgi evidir oysa onarır sığınan kırık yüzleri.
Kanatır kalbi acı söz, yakar gönlü acı bakış diken olursa gülde
Onarılmaz dil yarası, çığlık büyür sesine her nefeste.
Acının çığlığı aynı dildedir, kuş da bunu anlar, duyan insan da
Sır küpüdür ama yansıtılınca acı çatlar dayanamaz kırılır ayna.
Gebze, 29 Ekim 2016. Ünsal Çankaya.
Tmolos Edebiyat, Kasım-Aralık2018, Sayı:75