AYKIZ - SARIKIZ
Özlemiş, çok özlemiş, ayağıma serildi önce, sonra
ellerimi okşadı deniz.
Dert yandı peşi sıra kucakladığım anda,
Ağladı turkuazım yansıyan yakamozla,
Anlattı, iç çekişleri derin.
Ağladı hıçkırıkla, anladım, yaşanmaz artık buralarda,
Üşüdü içim, yüreğinde buz, elleri serin!
İda' dan Madra' ya mandalina kokuları arasında
Gözlerim zeytin ağaçları ormanında, ay suda, gün suda,
Bedenimde tuz rüzgârla fısıldanan öykülerin acısı,
kulaklarımda.
Yandı yüreğim yakılan ormanlara, dikilen betonlara
Bir de altın sevdasına tutulmuş birileri;
Oysa her dağın incisi gerdanından kekik kokusuyla iniyor
Masmavi denizlerin tuzuna karışmaya.
Ah, siyanür salgılanıyor yasaklı Koza’larda!
Bir sevinç çığlığı duymadım bu yaz, uçuşan martılarda.
Sarıkız'ım ağlıyor Hasan Boğuldu'larda yok olan
kazlarına.
Ağlıyor Spil'de Niobe, görmüş günümüzü, bilgeliğin
başladığı çağlarda!
Gebze, 3.9.2006, Ünsal Çankaya.
Kadı Burhaneddin'den Günümüze Hukukçu Şairler Antolojisi
3. Basım, Sayfa: 587. TBB. Yayın no:238, Derleyen VEYSEL GÜLTAŞ.
(Aynı antoloji 4. ve 5. basımlarında da yer almıştır. Bilge Yayınevi yayınları arasında)