Translate

ACININ TUZU

ACININ TUZU

Gebze - Üsküdar, Üsküdar - Gebze,
Bu yıl Salacak seferi eksilmek üzerine.
Başlarken bildiğimiz, hüzünlü bir hikâye
Bölüyor üçümüzü üç ayrı sessizliğe.

Oğul orada kalıyor karşıya geçmek için,
Arkaya bakmıyoruz hangi motorda diye.
Öylece çöküyoruz suskunun eşiğine.

Her Pazartesi böyle!

Son seferinde değişti, renk geldi o dönüşe.
Ayasofya yeni bir ay yakaladı minare âlemine,
Bütün katları boşalmış vapurların önünde.
Büyüdü gözlerimiz büyülü güzelliğe,
Durduk, çakıldık sahile!
Bulutlar karanlıktı, gölgeleri üşüyordu denizde.

Yıldızlar… Yıldızlar…
Birden bire!
Gözlerine ışık tutulmuş tavşan gibi durakladı dalgalar,
Serildiler peş peşe boğaz serinliğine.

Hayaller geldi dile, dilime bir hikâye.

Cinayet saatiydi, ustadan şiir gibi, önümüzde o kör balıkçı öldü!
Sandalı parçalandı, yırtıldı tüm ağları, yelkeni, feneriyle,
Battığından eminim Marmara’nın dibine.
Yakamozca işlendi balıkların puluna, ama okunmaz yine!
Çünkü balıklar dilsiz, anlatamaz kimseye,
Gecenin belleği yok, su verildi tarihe!

Kimse görmedi bu kez, biz de görmezden geldik.
Acımızın tuzunu döktük orda denize!

Gebze, 18.11.2015, Ünsal Çankaya.

Akatalpa, Aylık Şiir Ve Eleştiri Dergisi.
Nisan. 2016. Sayı: 196.