Translate

RÜYASIZ UYKULARDA

RÜYASIZ UYKULARDA

Bütün leylekler duruyor ya da yürüyordu.
Yuvada olanları görmedim zaten,
Havada uçanı da,
Ağzını açanı da.
Hava deli sıcaktı, iki çift laf edemiyordu kuşlar,
Duyamadım aşk şarkılarını o bozkırda.

Leyleği havada görmek çok gezmeye delâlet.
Herkes mi böyle bilir, yoksa ben mi böyle anımsıyorum?
Onları ta köyümün kırlarında görmüyor muydum,
Yoksa gezmiyor da rüyada mıydım acaba, bilemedim ki.
Anlamaya çabalıyordum, benzetince seviniyor,
Tarlaya bir evlek leylek ekilmiş sanıyordum.

Bir aracın ön sağından boşluğa bakınıyordum,
Hayal meyal bir huzur doluyordu göğün maviliğine.
Issızlık çağırıyordu dinginliğine.
Bozkır gel, kaybol diyordu başakların içine.
Durma koş diyordum kalbime,
Aracı durduramıyordum.

Yuva kurmalarına yardım etmeliydim varıp da yanlarına,
Olmuyordu, çok yanıyordu içim.
Uzuyordu bacakları, çalı çırpı sanıyordum,
Alev alıp bir yangın oluyordum çırpı bacaklarında.
Bulutları gölgeliyordu isim, dumanım. “Külüm havaya savrulup”,
"Sonbahar oluyordum" birden, "Sonrası hiç!" oluyordum.

Hiçliğin ucu, bucağın fenerimle dolaşıyor,
Deli deli tepeliyken iplere un seriyordum.
Uç uç uçamayan böceklere kimse terlik almıyormuş,
Unumu, eleğimi pabuçlara saklıyordum.
Yolu yordamınca yürü, yoldaşını yorma diyen
Boşluğun tam ortasında eski aylar buluyordum.

Kırpıp kırpıp gökyüzüne yıldız diye savururken,
Leylekler kehanetlerini güze yazıp gidiyordu.

Gebze, 7.7.2016, Ünsal Çankaya.
Akatalpa, Aylık Şiir ve Eleştiri Dergisi, Ağustos 2016, Sayı: 200