Translate

GELMEZ ARKAMIZDAN

GELMEZ ARKAMIZDAN

O şehir unutur bizi günü gelince,
Düşmez peşimize, gelmez arkamızdan, ağlamaz bize.
Yaşadığımızı, öldüğümüzü, ağladığımızı, güldüğümüzü
Konuşup sustuğumuzu, unutur düşündüğümüzü.
Sevdiğimiz caddeler, bulvarlar, meydanlar,
Kavşaklar unutur dönüp dönüp durduğumuzu.
Çıkmaz çıkmaz sokaklar yine çıkmaz bir yere
Unutur her yanılgıyı
Yanılıp yenildiğimiz gibi unutur kavgamızı.

Gün gelir, eskir o şehir.
Yama tutmaz boyunca boyalara saklanan duvarları
Eskir belleği, anımsamaz sevdiklerini
Çok sevenleri.
Yok sayar tüm fotoğrafları, albümleri yok sayar
Yok sayar hüzünle saydığımız tüm kederli yılları
Kaldırımlarında eskiyen ayakkabıları
Küçük adımlarla dolaşılan parkları
Büyüdükçe büyüyen sevdaları
Kavgaları, ayrılıkları
Anımsamaz olur birden çocuk kahkahaları.

Bahçeleri, yazlık sinemaları
Mevsimlik aşkları, vefalı arkadaşlıkları
Unutur mezarlığındaki o isimsiz taşları
İsimli anıtları, toprağa karışanları
Köşelerde çöp tenekelerini karıştıran evsizleri
Sokak kedilerini, köpeklerini
Dilencileri, zenginleri, memurları, amirleri
Kendini bir şey sananları, hiç olduğundan kuşkulanmayanları
Ölümü düşünenleri, yaşama tutunanları unutur.

Yaşlanır birden, yıkılır birden gönlümüzdeki yeri
Daralır içimiz, darlanır gökyüzümüz
Altında sevişilen yıldızlar yoktur, o eski şarkılar da
O şarkılardaki ağaçların altı da, ağaçlar da
Sığmayız küçülen bedenimizle kuytularına
Kaçma isteği dolar damarımıza
Bir öfke oluruz şehre; küs, kırgın, dargın
Safra oluruz unutulan her yerde.
Rantçılar yeniden yapılandırır şehri
Yapılar yükselir gökyüzüne, kanatlanır betonlar
İlk atılan oluruz o şehirden ağırlık niyetine
İlk ayrılan belki de, küsüp tüm çiçeklere.

Gebze, 31.3.2016, Ünsal Çankaya.
Akatalpa, Aylık Şiir ve Eleştiri Dergisi, Haziran 2016, Sayı: 198