Translate

ÖMÜR BİÇEN

ÖMÜR BİÇEN

Törpüsünde sonsuzluğun yaşıyoruz saydığımız yıllar ki dökülüp saçılmıştır
Telaşından, bir hızarın dişlerinden, testerenin talaşından ıskartaya ayrılan.

Kaba bir marangozluk bu, ölçü, bıçkı bilmeyen
Ellere emanettir yarınlarımız ki acımasız, hoyrat, kırılır
Arastalarda naif, nazik ellerinde ustaların
Oymalara, kakmalara, gümüşlü duyarlıklara işlenerek kalmak varken,
Kalas olmak bile ölçülü bir inceliktir, kütük gibi dağlara savruluruz.

Yaşamda, ince güzelliklere özlem duyan bir nesle aşinayız
Aynı nesil ince ince doğramıştır sezdirmeden ekmeğimize kanı

Unutmuyorum, içimizde dönenip durdukça döneniyor bu çelişik ayrılığı
Kıramıyorum yine de kırmadan dallarını, budaklarını ayıklamalıyım
Diyorum, semirmesin, emeğimden sömürmesin, yeter artık
Patlayası göbeğinden bağlamaya çalışırken, kim koparttı, kaçırdı ki
Çare diye dönenirken ben ucunu tutamayıp, saplanırken bataklığa
Kim oynuyor ip ucuyla, nereden çöker karanlık, nerden sızar gün ışığı
Tünelinden görülmeyen ilençlere düçar olan aydınlık?

Bu ruh kaldıramayacağı yükleri taşımaktan bunalmıştır, ıskartaya çıkardık,
Yeni bir ruh aranıyor tek kullanımlık; acımasız, aldırmasız, duyarsız ve karanlık.

Gebze, 28.10.2006, Ünsal Çankaya
Bireylikler Dergisi, Ocak 2007, sayı:12