Translate

Tmolos Dergi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Tmolos Dergi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

YELKENİNE KÜSEN DALGA GAZELİ

YELKENİNE KÜSEN DALGA GAZELİ

Uzak rüzgârların peşinde bulacaktı sonsuzluğu, ölümsüzlüğü,
Kaybolunca derinliğin içinde, kırıldı kolları yalıyara erince…

Su maviydi, bulutsuz gök maviydi, kuşların kanatları, sesleri hep maviydi,
Sonsuz umudunu yitirdiği gün, mavisiz limanına döndü son gayretiyle.

Hayli kırgın günlerle geçiyor ömrü, unuttuğu kadar değil arzuladığı,
Umudun rengini soldurdu küslük, palamar halkasını sabitledi demire.

Ağları, tahtaları çürüdü, yıkıldı serenleri, paslandı o yelkenli, yosunlarla bezendi,
Ölme diye çarptıkça çarptığı omurgası, kırılarak battı birden limanın ortasına.

Balıklar çok ürktü, planktonlar da, beyaz yelkenlinin son vuruşuyla,
Bulandı mendirek içinde yaşam, inciler döküldü, darıldı istiridye.

Küstü herkes, kırıldı ama alıştılar vuruşkan dalganın hoyratlığına,
Bir bağışlamayan dalgalar kaldı, dalganın küslüğü kendi içine.

Gebze,14.11. 2016. Ünsal Çankaya
Tmolos Edebiyat, Eylül 2017, Sayı:66

VEDA MI?

VEDA MI?

Hazan veda mı
Çala kalem yaşamalara?

Alışamadım zorlu ayrılıklara
Sevmem dedim, sevmem hiç!
Geride bıraktığım her kapı açık aslında
Yürek aydınlığımca.

Ay doğan hanelere veda edersem
Ay mı doğar bir daha yalnızlığıma?

Gebze, 29.9.2006. Ünsal Çankaya.
Tmolos Edebiyat, İki Aylık Edebiyat Dergisi, Mayıs-Haziran 2018, Sayı:72

ANMALIK -1-

ANMALIK  -1-
(Cemal Süreya için)

9 Ocak zor zemheri
Bir şairin ölüm günü
"Üstü kalsın!" demişti ya
Kimseye kalmadı üstü
Yalnızca o ölüp gitti
Teberiği bir y harfi.

Gebze, 9.1.2013, Ünsal Çankaya
Tmolos Edebiyat, Şubat 2013, Sayı:11

ANMALIK -2-

ANMALIK -2-

Bir Ağır Roman yazmıştı
Tinerci çocuklara çizdi
Metin Kaçan; yaş elli iki
Yetti dedi köprü altı,
Ömrü bitti.
İstediği yere gitti!

Kimseye kalmadı bir şey.

Gebze, 9.1.2013, Ünsal Çankaya.
Tmolos Edebiyat, Şubat 2013, Sayı:11

HAVADA BAHAR SESİ.

HAVADA BAHAR SESİ.
(Kar sesi duyan Leyl-i Zey için)

Havada bahar sesi, baharda neşe,
Çık diyor dağlara, dağ aldırmıyor,
Yücelerden yüce başı kar ağırlıyor.

Göğermiş yanları, dağlar meşeli,
Bir türkü tuttursam sevdadan yana,
Hangi derde düşolursan düş diyor.

Engin olma gönül, dağ engin değil,
Derdine yandığın başında değil,
Bir koşuya düşülmüyor aşkına.

Deli dolu çıvgalanan pınardan
Mordağlara selam taşır turnalar,
Açar gülü vardığında ellerin.

Turnalar göçüne dayanmaz sıla
Kaçıncı selamdır, kaçtır fasıla
Yangını taşımak aşktır vasıla.

Özlemden ölmeye yatmak yerine
Kuş olup uçmayı diler,
Kanatlanır da.

Ah! Serap bu!
Zey kar sesi duyar, o serap değil!

Gebze, 4.2.2013, Ünsal Çankaya.
Tmolos Edebiyat, Nisan 2013, Sayı:13

BİR AVUÇ YILDIZ

BİR AVUÇ YILDIZ

Tüm sokaklar kaybolsa, adımız unutulsa,
Sevinçle parlıyorsa gülen bakışlarımız,
O sevincin içinde kendi çocuk yansımız,
Aradığımız elbet ayna gibi çağımız.

Kaç numara takılsa da gözlükler,
Bir bakışta buluyorsak çocukluk izlerini,
Yaşlara sakladığımız bakışlar gizlemiyor,
Gizlemiyor sevinci gözümüzün dalışı.

Hayır, bu yaşlılar biz değiliz arkadaş,
Ak saçımız altında oynar çocukluğumuz.
Üç beş beden genişleyen endam değil yaramız,
Ancak sığıyor içine an ve anılarımız.

Gebze, 18.2.2017. Ünsal Çankaya.
Tmolos Edebiyat, Kasım 2017; Sayı:68.

ANIMSAMA BİLGİSİ.

ANIMSAMA BİLGİSİ.

Kimse isteyerek unutmaz bir çiçeği,
Çocuk değilse.

O da tam öğrenmemiştir adını,
Almamıştır kokusunu mutlaka.

Biraz tadıyla belki, biraz tuzu, biraz acıyla, ama...
Yemekler gibi çiçekler, kokusuyla saklanıyor anıya.

Gebze, 20.7.2017. Ünsal Çankaya.
Tmolos Edebiyat, Aralık 2017, Sayı:69.

BİR VARKEN

BİR VARKEN
(oğluma)
(Haiku'msallarımdan)

Hoppalacıkta
Zıplarken annesinin
Yavru kuşudur

Omuzunda boy
Verdiği babasının
Küçük kopyası

Oğul olandır
Kovanından çıkınca
Dünya bir kucak

Bulduğu sevgi
Düşleri sarmalayan
Güneşten sıcak

Masal gibidir
Geçmişe yolculuğun
Gülümsemesi.

Gebze, 20.12.2012, Ünsal Çankaya.
Tmolos Edebiyat, Mart 2013, Sayı:12

Yukardaki demet ilk yazıldığında bir notla açıklaması ekli şu hallerdeydi. Yeni hali daha şiir olmuş geldiği için yayım için dergiye giden hali üsttedir.

"Hukukçu Şair kardeşim Necati Albayrak  kuş kuş yapmasını haikuladı anne ve babanın bir çocuğa sonsuz mutluluk veren duygusuyla...

O başka bir alanda paylaştığı için iznini almadığımdan buraya eklemeyeceğim o çok güzel haiku demetini. Ve anne-babanın elleri arasında kuşkuşlanarak uçan o çocuğun görüntüsü ardına gittiğim o çocukluk zamanda tavandan asılıp-ayakları yere değerek küçük adımlarla zıplayabileceği hoppalacık aklıma geldi hemen.

Çocukluğumuzda bizi taşımaz olan ama kardeşlerimizi avutmak için bizim de zar-zorla kucaklayıp içine oturtmaya çabaladığımız-çocuğun iki bacağını dışarı sarkıtmasına olanak veren -bir tür zıplayan heybe diyebileceğim oyuncağa anne kundaktan kurtulmuş, ama emeklediği için de o hali hep daha çok tehlike yaratan çocuğunu  bindirir ve uzaktan gözeterek ev işlerini tamamlardı.

Çocuğun kendi kendine oyalanması yanında bacak kasları da gelişirdi, dikkat ve ritim duygusu da.Çünkü belli bir ritimle zıplamazsa oyuncak işlevsiz kalırdı, döndürür başını tehlikeli olabilirdi ya da istenmeyen salınımlarla zıplattığı için dengesi bozulurdu çocuğun... Dengesi bozulan bir çocukluk hiç iyi değildir. Büyüdükçe dengesizleşebilir, yaşamında ritim duygusu taşımayanlar yer aldıkları toplumda da salınımı bozacak kadar dengesiz davranabilir... belki... belki de değil... ama masal zamanlardı çocukluklarımızın yaşandığı zamanlar, şimdi kimse masal dinlemiyor izlemek varken üç boyutta.

BİR VARKEN

hoppalacığa bindiren annesinin toramanıdır

omuzunda boy aldığı babasının küçük kopyası

zıplar havaya yukarlardan baktığı dünya onundur

indiği kucak sımsıkı sarmalayan sevgi bağıdır

çocuk krallar prensesler dünyası masal olmadan.

Gebze, 20.12.2012, Ünsal Çankaya

BİR ÖMRE AKIŞ

BİR ÖMRE AKIŞ

Yıllar geçiyor ve ben
Sevdiğimi şiire yazıyorum, şiiri sevdiğime.
Bütün diyeceklerim sığdı birkaç dizeye.
Ama, bilirim, şiir desem okumaz,
Yaşamayı dilediği öyküye.

Yıllar geçiyor ve bu yüzden;
Sevdiğimi öyküye yazıyorum, öyküyü sevdiğime.
Bütün diyeceklerim sığdı birkaç cümleye.

Günümüzü kolaylayan ellerim ki, yer aldı,
Karanlığı doğrudan yargılayan yüreğim.
Şimdi gözlerimden okuyacak acıyı ve sevinci,
Aldığı her nefesi verdiğime eş diye
Sevdiği benim dilim, benim ruhum ve tenim
Tüm ömrüne sığmalı.

Yağmura yaş olanı, gönlüne düş olanı,
Kar yağanı, kış olanı, yel eseni de oldum,
Okumayı diledi. "Ömrüm boyunca!" dedi.
"Yaşarım!" dediğim de o andan ötesiydi.

Bıkmadım, altını üstünü çize çize yazarken bu öyküyü,
Okudum ve okundu her zerresi nakşedildi gönlüme,
Sevgiye dokunuyor, sevdiğimin diliyle.

Gebze,1 Mayıs 2017. Ünsal Çankaya
Tmolos Edebiyat, Ocak 2018, Sayı:70.
Kadı Burhaneddin'den Günümüze Hukukçu Şairler Antolojisi, 4. Baskı

TAMİMSİZ

TAMİMSİZ

Yarım almadan
Bağışlamaz sevgili
Pembe yanağı

Küsülü kalır
Eğmez başını dallar
Mevsim dönmeden

Elmalarının
Solan yanaklarına
Güneş eğilir

Gönül mü alır
Gönül koyanlarına
Almalar verip

Oysa almanın
Olgunluğu eviren
Kurdu içinde.

Gebze, 14.12.2012, Ünsal Çankaya.
Tmolos Edebiyat, Ocak 2013, Sayı:10

Tmolos = Bozdağ, Ödemiş'te bir dağ ve orada çıkmakta olan dergi.

TURNALAR AĞLATMIYOR

TURNALAR AĞLATMIYOR

Umulan
Hiç olmuyor.
Daha ötesi olmuyor!

Ellerin çaresizce dokunuyor tuşlara,
Bir bir çağırıyorsun harfleri;
Sözcükler utanıyor, yazamıyorsun acılarını,
Tüm iç çekişlerini!

“Umut tükenmiyor!” diyorsun,
Umut iyi ki tükenmiyor, umuyor, bekliyorsun!

Bir turna
Kanadına yüklenip sevdaları
Sevinçle havalanıyor!
Sen yükünü veremeden havalanıyor!

Ellerin çaresiz yanına dökülüyor…
İçinde acı, içinde sıla, içinde özlem yanıyor!

Yükleme sakın kanatlarına, hiçbir turna acıyı taşımıyor!

Gebze, 5.5.2007, Ünsal Çankaya
Tmolos Edebiyat, Ağustos 2016. Sayı: 53

HAZIMSIZ

HAZIMSIZ

Kimdir bu oyunu kuran,
Rolleri dağıtan,
Yazıyı yazan

Parsayı kapan kim,
Kimdir yöneten ve hep kazanan

Var mıdır vicdanları,
Kan dökünce sızlar mı, yoksa
Umursamazlar mı şişince cüzdanları

Farkı nedir hayvanların yırtıcıysa insanlar
Bu cana doymazların nedir ayrıksılığı?

Timsahları anlamalı, karınları tok, hazımdır sorunları
Çiğnerken yemeğini boşuna dökülmüyor gözyaşları!

Gebze, 23.07.2013, Ünsal Çankaya.
Tmolos Edebiyat, Ağustos 2015. Sayı 41, Bir kez daha: Ekim 2015. Sayı 43.

ZEHRİ KALIR ÖFKENİN

ZEHRİ KALIR ÖFKENİN

Yenilmiş, yıkılmış, unutulmuşken ayna mıdır bakılan,
Yenmiş, yıkmış, unutmuş biri mi sırlı aynaya kalan?

Sır dediğin içindeki büyüyüp duran dağ mı, yanardağ mı?
Yalnız kendine volkan, ateşiyle kaynayan?

Sırlı insan aynanın karşısında şakısa söylemez ki kör ayna.
Durduğu yere kaderi, baktığı yere kederi büyür zamanla.

İnsanın aynası dildir, gülerse yaşatır gülü, ağlarsa hançer düşürür
Söyleştiği dilde, gözden, gönülden uzak olmalı öfke.

Yalın öfke ne ile durulur, kalbinin içinden aşk kafesine
Sığmayan sözleri nece fısıldar ki dörtnalı bırakır gider eşkine?

Öfke dilin zehri, güçlü hançeri, kınında değilse yıkar her yeri,
Dil sevgi evidir oysa onarır sığınan kırık yüzleri.

Kanatır kalbi acı söz, yakar gönlü acı bakış diken olursa gülde
Onarılmaz dil yarası, çığlık büyür sesine her nefeste.

Acının çığlığı aynı dildedir, kuş da bunu anlar, duyan insan da
Sır küpüdür ama yansıtılınca acı çatlar dayanamaz kırılır ayna.

Gebze, 29 Ekim 2016. Ünsal Çankaya.
Tmolos Edebiyat, Kasım-Aralık2018, Sayı:75

DÜŞLERİMİZE KALIR

DÜŞLERİMİZE KALIR

Düşlerimize kalır yaşamak sevdası
Yaşamak varken
Yaşamak
Sevgiyle!

Kırarız dallarımızı en ince yerinden
Yeşermeye başlamışken
Tomurcuğu patlamadan
Yaprağa dönmeden
Meyveye!

Zaman deriz, zaman, yaşamı ertelerken!
Zaman deriz, zaman durur, biz hızla geçip giderken.
Zaman deriz, boynumuzu kader deyip bükerken!

Ellerimizde yanar özlemlerimiz
Yanar yakarken içimizi
Düşlerimize kalır yaşamak sevdası
Düşlerimizde kalır bir akşam vakti
Gün henüz batmış, deniz yanarken
Ufka bakmak hülyası.

Yakamozlar gülümseyen yüzlerimizi arar,
Gözlerimizde yansımayı isterken
Gözlerimiz dalar düne, yarına
Ağlarız yaşanmayan o ana.

Düşlerimizde kalır yaşamak sevdası
Yaşamak varken, hemen
Yaşamak varken!

Sevdayla!

Gebze, 21.7.2007, Ünsal Çankaya
Tmolos Edebiyat, Eylül 2016. Sayı:54

UNUTMAK...

UNUTMAK...

Ne tuhaf bir sözcük bu?
Ne mümkün!
Ne mümkün ki unutmak!
Söze konu ise doksan üç ve Madımak!

Her Temmuz yanıyorken
Aysan gülümsemesi,
Bezirci'nin ak saçı,
Ne mümkündür unutmak?

Akarsu’lar ve Kaynar çizgisinde Koçak’ın
Semaha dönüyorken gencecik yavrularla,
Hasret'in teli titrer akorduyla sazında.
Altıok'tan yaramız var şiirde,
Öyle ise nece olur unutmak?

İnsanlarımız yandı, yakıldı tüm semahlar
Utanmadı yakanlar, kayırıp, kollayanlar
Zaman aştı diyorlar, unutun yangınları!

Türkülerimiz sustu, ağıtlar yakıyoruz,
Yok sayanlar çoğaldı, hâlâ dönüyor dünya!
Ne mümkün! Ne tuhaf!
Nasıl olur unutmak? Nasıl başarıyorlar!
Unutmak, yakışmaz ki yüreğiyle insana!

Gebze, 1.7.2012, Ünsal Çankaya
Tmolos Edebiyat, Temmuz, Ağustos 2017, Sayı:64,65.

MASUMİYETİ SAHİPLENMELİ İNSAN

MASUMİYETİ SAHİPLENMELİ İNSAN

Masumluk hep bildik öykülerde yaşandı, hep bilinmedik çocuk düşlerine yakıştırılıp kaldı.
Uzandı bilinen ellerin kirli karasında sokağa, ah masumiyet kaç yerinden bıçaklanıp kanadı?
Elleri koynunda kaç masum kaldı, yaralı, yüreğinden vurulmuş kaç ana kaldı?

Alıp da gitmeli başını insan alıp, alıp da gitmeli umudun, sevdanın doğduğu güne.
Günışığı dans etmeli delice, masumiyetle, karanlığa yenilmesin, bitmesin düşler diye.
Masumiyet sokaklarda öldürülmesin diye, ellerimiz, dillerimiz, yüreğimiz, aydınlatsın sevgiyle.
Gitmeli, iz sürmeli insan, mutluluğun doğduğu güne ve bakmalı masumiyet nerede kirlendi diye.

İzlemeli yılların eskittiği günlerden kalan anı, ah, masumiyet yaşanmalı , yaşatılmalı diye elbet!
O an, ki; silinip geçmişinden yok sayılmalı yine, sevda umutlarıyla gözlerine maviler boyanmalı.
Bir kez daha bıçaklanmamalı umut, bir kez daha masun kalmalı insan.

Masumluk asıl hikâye olsun diye!

Gebze, 6.4.2006-12.12.2017, Ünsal Çankaya.
Tmolos Edebiyat, Temmuz, Ağustos 2019, Sayı:79

SAĞLAM AKIL

SAĞLAM AKIL

Akıl yaşta değil başta diyorlar,
Yalan bu ya da yanlış.
Yaşın başın önemi ne akıl sağlam değilse?

Gebze, 23.9.2016. Ünsal Çankaya.
Tmolos Edebiyat, Mart, Nisan 2019, Sayı:77

YAĞMUR DAMLASI

YAĞMUR DAMLASI

Bu aralar gözde değil güzdeyim.
Yağmurları ünlü bu mevsim,
Yanağımı, yastığımı seviyor.

Gebze, 23.9.2016. Ünsal Çankaya.
Tmolos Edebiyat, Mart, Nisan 2019, Sayı:77

EKSİK ALFABE

EKSİK ALFABE

Bütün harfler benim sanıyordum
Sen gittin.
Adın kadar eksildi dilim!

Gebze, 23.9.2016. Ünsal Çankaya.
Tmolos Edebiyat, Mart, Nisan 2019, Sayı:77

AH ANKARA!

AH ANKARA!
(Annemin sarı kuzusuna.)

Biz aynı yokuşa bakan odanın kardeşiydik
Aynı gecekondulardan taşıdık dünümüzü.
İçimize ayna kaygılarımız, gelecek için,
Dışımıza ayna bakışlarımız, gün için,
Kırılmasa, düşlerimiz gerçek olurdu.
(Ki hepsi aydınlık bir yarın üzerineydi.)
Ankara yalan rüzgârlarla avuttu bizi!

Aynı karından doğmanın ötesine taşınıp
Kara kentin göbeğinde özledik annemizi.
Onca yıl mimozalı sokaklarında yürüdük,
Kaderimiz kederimiz aynıydı gülüşümüz,
Yokuşun inişine tökezleyip başladık.

Teker meker yuvarlandık sanırım,
İki ayrı kente savruldu bedenimiz
Ankara çarçabuk unuttu bizi.

Ben unutmuyorum, sen de unutma.

Gebze, 30.4.2017. Ünsal Çankaya.
Tmolos Edebiyat, Ekim 2017, Sayı:67


AH ANKARA!
(Annemin sarı kuzusuna.)

Biz aynı yokuşa bakan odanın kardeşiydik
Aynı gecekondulardan taşıdık dünümüzü.
İçimize ayna kaygılarımız, gelecek için,
Dışımıza ayna bakışlarımız, gün için,
Kırılmasa, düşlerimiz gerçek olurdu.

(Ki hepsi aydınlık bir yarın üzerineydi.)
Ankara yalan rüzgârlarla avuttu bizi!

Aynı karından doğmanın ötesine taşınıp
Kara kentin göbeğinde özledik annemizi.
Onca yıl mimozalı sokaklarında yürüdük,
Kaderimiz, kederimiz, aynıydı gülüşümüz.
Yokuşun inişine tökezleyip başladık,
Teker meker yuvarlandık sanırım,
İki ayrı kente savruldu bedenimiz.
(Toz olduk!)

Ankara çarçabuk unuttu bizi.
Ben (seni) unutmuyorum, sen de unutma!

Gebze, 30.4.2017, Tmolos Edebiyat, Ekim 2017, Sayı:67
(Şiirin Yüzleri Ankara için düzenlenen halidir)