Translate

Akatalpa Dergi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Akatalpa Dergi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

ANIMSAMALI

ANIMSAMALI

Oradaydık, uzak değil.
Maviydik, gök yüzümüzdü.
Aydınlık. Duru.

Pınarın ilk haliydik, gözeydik.
Tertemiz. Arı.
Sonra aktık coşkunca, deliydi kanımız.
Havalanıp uçuyorduk göklere.
Bulutlar yastığımız.

Oldururduk olmazı hayallerde.
Umutlarımızla yeşildik.
Bahardı bakışımız.
Ayağımız basmazdı yere.

Güz olup unuttuk baharı.
Güzeldi bahar, gençlikti, güzellikti.
Anımsamalı.

Gebze, 21.5.2016, Ünsal Çankaya.
Akatalpa, Aylık Şiir ve Eleştiri Dergisi, Aralık 2016. Sayı:204

UMUTLU TÜRKÜ

UMUTLU TÜRKÜ

Kurşunun kaç para olduğunu bilmiyorum
Obüslerin kaç dolar ettiğini öğrenmem gerekmedi
Havan denen topun nasıl mermiler attığını bilmesem de
İlköğretim çocuğuyla biliyorum sınır illerde
Kaçıp gelen mültecilerle biliyorum
Ülkemin her yerinde.

Savaşın ölüm dilini
Kaç ülkede birden her yaştan insanla öğrendim
İçimiz kavrulurken zamansız ölümlere
Yaşadığımız acıya kimlerin timsah gözyaşı döktüğünü
Biliyorum yüreği yanan her anne ile ben de.

Çünkü uzağında değilim acıların içinde değilsem de
Unutmadım Bedrettin Cömert'in vurulduğu yılı
Sokaklarından korkmadan geçilemediğini ülkemin
Biliyorum onu vuran karanlığın koyulaşırken
Dil, devrim ve insanlığı yok etmek isteğini.
Biliyorum çokça yenildiğimizi de
Yıllar içinde.

Ama umudum var işte, umudum yine içimde.
Yine dilimde türküm var ağıtlardan öteye
Bitecek bu karanlık, elbet bitecek gece
Gün doğacak şafağın ertesine.

Gebze, 20.6. 2016, Ünsal Çankaya.
Akatalpa, Aylık Şiir ve Eleştiri Dergisi, Şubat 2017, Sayı:206
Gercek Edebiyat.com-14 Şubat 2017.
Kadı Burhaneddin'den Günümüze Hukukçu Şairler Antolojisi,

TANRISAL DÜZEN

TANRISAL DÜZEN

Tanrım üşüyor
Kiraz çiçekleriyle
Düşen kelebek

Sahip ol yarattığın dünyanın süremine
Kelebek ömürlerin keyfine değme!

Mevsimine bak
Aldandıkça aldanan
Sevdalı dolu

Buz tutan dallarında küsüyor tomurcuklar
Yol almıyor tohuma, meyveye dönmüyorlar!

Bademler çağla
Çağlalar badem olsun
Bozma döngüyü

Emeğin teri alsın kurumadan ödülü
Toprağa dönüp gözler beklemesin ölümü!

Sabır koruktan
Geçtiğinde üzümdür
Geçmeyen sirke

Emdir ateş ehline, ama şarap değildir
Ser-hoşun kadehine ezilen üzüm dolar!

Ağız tadını
Bozdurmayan iklimi
Sen biliyorsun

Kurduğun bu düzenin çomak sokma çarkına
Yanmasın yeşil dallar ateşinde, narında!

Gebze, 26.4.2016. Ünsal Çankaya
Akatalpa, Aylık Şiir ve Eleştiri Dergisi, Nisan 2017, Sayı:208

NİSAN YAĞMURU

NİSAN YAĞMURU

İlk damla:

Suya da yazsan... Kuma da...
Taşa yazmadıktan sonrası hiç!
Belki bir kalbe?
Belki!

İkinci damla:

Dağların
Yalnızlığına bakışım değdiği an
Kuruyan pınarlar canlanır, coşar.

Üçüncü damla:

Pınardır donmaz dersin, pınardır ölmez.
Oysa mevsimler şaştı ısınınca küremiz
Ne dere kaldı ne deniz!

Yağmur da biter:

Nisan'ın ilk günü bitmeden yazılmaz kimi şiirler.
Kimi şiirler yalnız Nisan'ı bekler!

Gebze, 2.4.2017. Ünsal Çankaya.
Akatalpa ,Aylık Şiir ve Eleştiri Dergisi, Haziran 2017, Sayı:210.

ÖYLEDİR ÇÜNKÜ

ÖYLEDİR ÇÜNKÜ

Kötüyüz çok, çokça ya da oldukça, Havva'dan, Adem'den gelip,
Adımız kadın, erkek, insan olalı beri, ağlayalı, güleli, yenilip,
Yenmeyi öğreneli, kalmadı yakıp yıkmadığımız gemi.
Kalmadı ağlamayan tek iyi kimse,
Gözyaşının anlamca öze değinmediği.

Dünyamızı kötülük bizle ele geçirdi, kimiz biz diyeni de
Kötüler öteledi, kötülük çok kolay yapılır şeydi.
Yaptık en dibini, ya da ehveni...
Her birisi iyi anlam arkasına gizlendi, iyi ve kötü neydi
Bilenleri kestiler, anlamlar işte o günden beri tükendi.

Öyledir, öyledir, çünkü anlamı da ağlatır insan evladı,
İçine oturmuştur doğarken ağladığı.
Ne kadar ağrısı varsa anlamın, tam o kadar derindir iç yangısı.

Yüklendikçe yüklendik üzerine, didikledik içini, dışını,
Kıyı ve köşesini, parça pinçik ettik göğünü, ruzigârını,
Zehir saçtık sularına, ağaçlarına.
Dayandı, direndi, yeniledi kendini, hep yeniden üretti.

Önce güzelliği, masumluğu kaybetti, empatiyi, sempatiyi.
Sonra kaybetti yaşama sevincini.
Öylesine dar ettik ki yenini, yelkenini
Kalmadı hiç kimseye derman olacak hali.

Durmadık, duraksamadık, ezilsin, tükensin, bitsin istedik sanki.
Kötülüğün bin türünü keşfedip, bin bir türünü üstüne sergiledik,
Üzüldü, sustu anlam, hepimize gücendi.

Ne kadar çok ağrısı var anlamın, anlamın aynasında çatlattığı ahları
Biçiyor çiğnendikçe kırıklar, biçiyor ah deyip, sustuğu dudakları
Bir avuç toprağa bakıyor şimdi, alıp götürecek sözcüklerini,
Herkesin eskittiği, söyleyerek derdini.

Gebze, 25.11.2016. Ünsal Çankaya.
Akatalpa, Aylık Şiir ve Eleştiri Dergisi, Ağustos 2017. Sayı:212.

KIRILDIM

KIRILDIM

Balından çatlayan karpuz gibi su sızdıran testinin
Güzelliğine eş görüntüsünün derde deva,
Kalbe şifa yanından beslenirken kırıldım.

O hoyrat dilin ne söylediğini duymadım.
Fısıldadı sanırım, sonra duymadığımı anladı.
Öğrenemedim çünkü dudaktan okumayı.

Öteleyen seslere kapalıdır yüreğim,
Gözlerim bu yüzden fazlaca ihtar aldı,
Kulaklarım duymamaya ayarlı.

Böylesi iyiydi. Hiç söylenmemiş sayıldı.
Ama anladım ki yanlış yaşıyor, çok yaban!
Uzaklaştım, dokunulmaz yalnızlığıyla kaldı.

Çağ kör etti gözlerimizi, sağır oldu kulaklarımız,
Yabancılaştık iyimize, yerimiz kadar dilimize,
Güzel sözler neden kurşun geliyor bize?

Oysa insanca bir dokunuştur her dize,
İnsan insanın külüne muhtaç diye,
İyi gelsin için dertlerimize.

İstenmeyen zamana uzatmışım elimi, anlamadım,
İstemem demiştir belki, hızla sildim anılarımı,
Görmedim, duymadım, duymasam da anladım.

Yanılmıyorsam işte orada kırıldı kalbim,
Belleğim acıyla yandı, kıranı anımsamadı,
Yanılmıyor olsam...
Kalbe şifa olur muydu hiç zaman?

Gebze, 3.12.2016. Ünsal Çankaya.
Akatalpa, Aylık Şiir ve Eleştiri Dergisi, Aralık 2017, Sayı:216.

KURŞUN GİBİYSE DE

KURŞUN GİBİYSE DE

Kimseye yük gelmesin isterim şiir
Kalbime bile.

Ondandır
Yarım yamalak dizelerle
Eksiği, gediğiyle
Bölük pörçük de kalsa duygusu
Saklayamam içimde
Dökerim dile.

Sürçü lisan için özrümüz bile
Sadece bundan olur eksik kalan şiire.

Gebze, 12.12.2016, Ünsal Çankaya.
Akatalpa, Aylık Şiir ve Eleştiri Dergisi, Ekim 2017, Sayı:214

YALAN DÜNYA

YALAN DÜNYA

Varla yok arası yaşam,
Tanırımla tanımam arası bilinmekliğimiz
İnsan milyarların arasında numara
Değil dünyada.

İyi bilirdik diyenimiz olur
Nasıl bilirdiniz diye soran imama
Göçtü gitti diyen hahama
Şarap sunan papaza

Ardımızdan yıkılmazsın ey dünya
Ölümümüz yalnızca tanıyana dokunur,
Sızlar kalplerinde bir yara
Anımsadıkça.

Unutuştur tarihimizin sonu
Hem yaşar hem yaşamaz
Dedem Korkut'un soyu
Boy boylar, soy soylarken
Destan olmayan toyu.

Öyleyse çok üzülmesin kalanlar
Kim bilir buluşmak vardır yeniden
Belki tutuşur ellerimiz aniden
Başka dünyada.

Gebze, 23.7.2012, Ünsal Çankaya.
Akatalpa, Aylık Şiir ve Eleştiri Dergisi, Ocak 2013, Sayı:157

İYİ DEĞİLİM ASLINDA

İYİ DEĞİLİM ASLINDA

Başım dönüyor
Ölüp gidivereceğim
Başım dönüyor

Hızdan değil
Salıncakla havalara uçmaktan değil
Dalgalarda yunuslarla yarışmaktan değil
Bu baş dönmesi aşktan değil

İyi değilim aslında

Azı dişimde apse, kolestrol yükselişte
Tansiyon sekize beş, bir tek o yükselmiyor
Fazlasıyla düşüşte

Nasılsın deme!

İyiyim diyeceğim
Sürükleniyorum diyeceğim
Yaşıyorum diyeceğim belki de
Üzülmeyesin diye

Uzaksın
Uçamazsın
Tutamazsın
Düşerken

Nasılsın deme!

İyiyim diyeceğim
elimde olsa

Ama
Sordun madem
Yalan da söyleyemem

İyi değilim aslında!

Gebze, 8.6.2012, Ünsal Çankaya.
Akatalpa, Aylık şiir ve Eleştiri Dergisi EYLÜL 2012, Sayı:153

Mustafa Ergin Kılıç'ın 2012 yılı dergilerinden aldığı şiir seçkisinde  İstasyoncu Baba'mın çıktığı sayı verilip, ancak o yazı değil bu şiir, adıyla "kötüler" arasına listelendi.
Sonra bu kadar hatayı bir defada yapan yayıncıyı ve R.D'yı facebook üzerinde etiketledim hatalar konusundaki not yazıma...
Bunun üzerine o etiketleme sonrası benden şiir istedi R. D ve gönderdiğim o şiirim dışında kendisi de 'Şiirci Madrabazlar!' başlıklı başyazıyı yayınladı Akatalpa'da.

İNSANIM

İNSANIM

Her vurduklarında
Canım yanacak sandılar
Kalmadı yanacak canım
Ben Sivas'ta otuzyedikez yandım
Yanarken insandım
Ayıramadım

Yakanlara bakıp utandım
Utanırken insandım

Sağlam darbedir sandılar
Vurdukları damgalar
Oysa değmiyor okları
Mart soğuklarından geçtim
Eylüllerden geldim ben
Daha doğduğum gün
Sona bahardım

Kendim döktüm yapraklarımı
Çoktan kırılmıştı dallarım
Yeniden vurdular, yeniden
Dağları devirdiler üstüme
Göçükler altında kaldım
Patladım grizularda

Kıranlara bakıp utandım
Utanırken insandım

'Kalbim unutma bu şiiri'
'aklımda tut mavisini çiçeğin'
İnsan kalayım.

Gebze, 16.6.2012, Ünsal Çankaya.
Akatalpa, Aylık Şiir ve Eleştiri Dergisi ,Ağustos 2012, Sayı:152
Kadı Burhaneddin'den Günümüze Hukukçu Şairler Antolojisi, 4.Baskı

AYIŞIĞIM UNUTMASIN

AYIŞIĞIM UNUTMASIN

Unutma beni ayışığım
Karanlıktan korkmam ben
Maviliğin oldukça

Solmam ışığın yüreğime vurdukça
Unutmayan çiçeğim, maviyle dolacağım
Unutma beni, yüreğinde kalacağım

Unutma, inceyim cam incesinde
Seversen ömrümle sen olacağım.

Unutma beni, unutma beni, unutma
Kırılganım işte kalp incesinde
Kırmadan sev beni hep kalacağım

Yüreğim mavide, sen mavide kal
Beni unutma, beni unutma beni
Sevdiğinde ben kalacağım

Unutma beni, unutma beni, unutma...
Unutma beni çiçeği mavisi olacağım
Unutma, beni sevmeyi unuttuğunda
Aklında tut mavisini çiçeğin, ben solacağım

Uzaktaysan unutma, yanımdaysan
Unutma, beni unutma, beni unutma
Ayışığım olmazsa kim olacağım?

Gebze, 16.1.2006, Ünsal Çankaya
Akatalpa, Aylık Şiir ve Eleştiri Dergisi, Ocak 2012, Sayı:145
Honar ve Eghtesad, İran, Tebriz, Aralık 2019, Sayı:5

"Bir siiriniz dergide yayınlandı." diye verdi haberi Aralık, 16, 2019 tarihli bir msn mesajı...
“Honar ve Eghtesad”(Sanat ve Ekonomi) dergisi, Tebriz'de basılıyor. "
Bu 5.sayı: “Turk Kadın Şairleri” özel sayısı, birinci bölüm."
Yukarıdaki şiirim alttaki mesajı gönderen Mojtaba Nahani'nin mesajı içeriğine göre Tebriz'de Farsça okunur olacak bir Sanat ve Ekonomi Dergisinde.
Derginin 5.sayısı içindeyim. Başka kadın şairler de 6.sayı içinde olacak.
Çeviri yapan Mojtaba Nahani üç yıl önce de başka bir dergiye Gülten Akın, Lale Müldür, Didem Madak dahil on kadın şairden çeviri yapmış. yapmaya da, yayınlatmaya da devam ediyor.





https://www.facebook.com/588529555/videos/10158662047389556/

NE KALDI

NE KALDI

Bağışladım her şeyi bedelsiz bağışladım
Ne kaldı bilmiyorum içimde kinden yana
Ya hiç barınmamıştı ya ben tanımamıştım
Ne kaldı bilmiyorum içimde bun'dan yana

Unuttum kırılanı, sormadım döküleni
Bilsen nasıl aradım her bırakıp gideni
İncittikçe kanadım sevdanın kör dikeni
Ne kaldı bilmiyorum içimde gülden yana

Yeniden sevse dedim, güneş yeniden doğsa
Her sabah ilk ışıkla dökülsem günden yana
Sevmedin, sevemedin yüreğim sanki korda
Ne kaldı bilmiyorum içimde senden yana

Gördüğüm an aklımda, sevdiğim gün aklımda
Her gecemde sen oldun her günümün farkında
Tomurcuktum soldurdun açamam yeni gonca
Ne kaldı bilmiyorum içimde benden yana

Uzak olsun dediğim mutsuzluklar bağrımda
Biraz umut biraz düş yittim son uykularda
Ne konuşacak hal var ne yaşanacak ömür
Ne kaldı bilmiyorum içimde candan yana

Gebze, 15.3.2008, Ünsal Çankaya.
Akatalpa Aylık Şiir ve Eleştiri Dergisi, Kasım 2012, Sayı:155

KESKİN KURŞUN KALEM

KESKİN KURŞUN KALEM
(Hulki Aktunç anısına.)

Biz burada Temmuz'u bekliyorduk yangınıyla, kül kül, savuran
Pul pul dökülen şiirlerimiz vardı, yanan şairlerimiz,
Alevinde semah duran gönülleri yıkılmış elleriyle
Gencecikti o güzelim çocuklar
Çocuklarımız,
Temmuz ölümdü.

Oysa
Cinnetti
Bağnazın, yobazın kinini
Caniliğini
Tanım için ortalığa atılan sözcük.

Bindokuzyüzdoksanüç nasıl yazarsan yaz, insanı yakan
Yıl diye anımsanıyordu, daha yanına Sivas koymadan.
Ve Madımak utanıyordu, kuruyordu, kahroluyordu
Ot olmak ne kadar iyiydi oysa, türkülerde oylumlanmak
Otel olmadan.

İkinci bin bitti, üçüncü binden yürüyoruz
Hâlâ aydınlığı bekliyoruz
İnsanlığı bekliyoruz
İnsanı arıyoruz.

Temmuz diyoruz, her yıl, yakıyor bizi
İkibinonbir geliyor işte, geçiyor işte, yarısı bitti bile
Diyemeden
Haziran ders çıkartmamış arkasından gelecek ayın yıllanmış utancından
Kendi vurgununu yapmış sözlüğün argosuna!

Ölüm ve yangın yan yana duruyordu yıllardır
Temmuz ve yangın yan yana.

Haziran direnişti
Üretken ellerin nasırlarında.

Bozuldu gündelik dizini sözcüklerin
Argonun dili tutuldu
Şiirin yası!

İki ucu da sivriltilsin tüm kurşun kalemlerin
Saplansın yaprağa ve toprağa.

Uzanırken dalları ve gülleri
Küfürlerden geçsin
Güzel sözlerden geçsin
Tüm heceler, harfleriyle dökülsünler yollara.

Eksik olanları tamlamak için
Yazılmayanları da yazmak için
Şimdi, gerçekten, tam da altından sesleniyor Hulki ağabey
"Bir kalem dikin toprağıma,
Yan yana gelmemiş sözcükler var daha" dünyada!

Gebze, 30.6.2011, Ünsal Çankaya.
Akatalpa Aylık Şiir ve Eleştiri Dergisi, Ekim-2011, Sayı:142

RENKSİZ

RENKSİZ

Ah kimindir takıp, takıp uçtuğun o kanatlar, bağışlanır mı kedersiz,
Toyluk sence ne renktir,

Rengi nedir atmacanın dalarken av üstüne, gökyüzünden şimşek gibi
Çakıp geçmek ne renktir?

Yazda, yazıda, yabana yazılası toprakların üstüne, ölüm, ölüm dikilen
Taş ve mezar ne renktir,

Tülbentlerle bağlanası dillerin sakladığı baklalar, yem olsun kargalara
Karga ağzı ne renktir?

Eşine, gerine uyandığın uykuların rüyalar gecesine, eşkin yürüyüşlerle
Salınan o atların yeleleri ne renktir,

Ne renktir acımadan yıkılan hayallerin son kışını beklemek,
Buz tutmuş göl altında kalan balık ne renktir ?

Her gidişin vurgunsa, her sözün yakıyorsa, sökülmüşse yüreğim,
Söyle bana sevgili terkedişler ne renktir?


Gebze, 8.1.2008, Ünsal Çankaya
Akatalpa Aylık Şiir ve Eleştiri Dergisi, Haziran 2011, Sayı:138

SANA DOĞRU

SANA DOĞRU

Uğuldayarak akan bir suyum;
Davet gibi sevgim suların uğultusunda
Damlalarımdan taşarken aşkla
Sular durulmaz, bu uğultu durmaz
Ulaştığım koyaklarında
Mihenge vuracak taşım kalmadı,
Anla, tüm ömrümü getirdim sana,
Al, şarkılarla yaşanan zamanlar sonrasına
Sular unutmaz, sular unutmaz
Biliyorsun, suları unutma!

Dağıldı sesim, dağıldım
Sen toplarsın biliyorum, topla akışlarımda
Alacağın olsun,
Bölüşecek neyim var sevgiden başka?
Islık ıslık şiir doğuyor damarlarımdan,
Yumuk yumuk ellerine uzanıyorum
Bölünüyor uykularım ardından
Acı çöreklenip kalıyor avuçlarıma.

Sen de sulardan doğdun, umutların da,
Acıyla doğanlar acıyı unutmazlar asla
Yağmur özlediğinde yağ, karış kanıma,
Bulut özlediğinde yüksel, sarıl umutlarıma.
Tüm şiirlerim sana, sana yazıldı aşkla
Sularla doğdum, akıyorum, dura, durula,
Bitmeyen bir düşün yarışındayım, sevdayla
Volkanın içinde uyandığında, al payını, al,
Sular unutmaz biliyorsun, suları unutma!

Bir ben öğrenemedim ıslık çalmayı
Suların akışı gibi kolayca, ama
Sulardan doğurdum özlemlerimi,
Aç avuçlarını,
Dudakların uzansın,
Suya uzanırcasına uzansın bana,
Al yüreğimden akanları, sakla!

Bebekler gibi şaşıyor adımları dizelerimin,
Akıp gidiyor uzaklara, sakarlığımda
Sen dur de, sıraya girsinler;
Boy sırası, düş sırası, doğum sonrası...
Ellerinde şiir olacağım, unutma,
Yeşerteceğini söyle bir gün, mutlaka.
Sular unutmaz,
Biliyorsun, sular unutmaz, suları unutma!

Gebze, 10.5.2008, Ünsal Çankaya

1=) Akatalpa Aylık Şiir ve Eleştiri Dergisi, Ağustos 2011, Sayı:140
2=)Kadı Burhaneddin'den Günümüze Hukukçu Şairler Antolojisi,-3. Basım.
Sahife: 589, TBB Yayın No:238, Derleyen VEYSEL GÜLTAŞ.
Bilge Yayınevince yapılan ., 4. ve 5. Basımlar içinde de yer aldı.

YURTTAŞLIK BİLGİSİ

YURTTAŞLIK BİLGİSİ

Hangi enlemdir
boylamınca kesilen
yuvarlağından?

Kuzeye doğru
doğudan yol alarak
uzar batıya.

Deniz Ege'dir
kardeşliğin beşiği
tarihten beri.

Fırtınalar ak
takalar al bayraklı
ölüm karadır.

Dağlar meskendir
ova başaklarından
değirmenlere.

Ürettikçe çok
bölüştükçe mutlu
yaşar halkımız.

Yurtaşlık sağlam
gönül birliği ister
devlet olmaya.

Cihanda sıhhat
bir nefesten ötedir
sulh çubuğunda.

Gebze, 18.12.2012, Ünsal Çankaya.
Akatalpa Aylık Şiir ve Eleştiri Dergisi. Mart 2013, Sayı:159


Ölüm... Bu aralar daha çok aklımda.
Hep yanıbaşımızdaydı zaten, ama şimdi aklımda.
Çünkü yurt niçin oluyor bunlar denen o kadar çok karmaşa ve kan içinde ki.

Anımsayalım dedim neyi unuttuk.
Neyi yaşamıyoruz içten.
Unuttuğumuz bilgi.

Yazdım... Yayımlandıydı. Teşekkürler Akatalpa.

KARAKOVAN

KARAKOVAN

Hiç bir şeyden habersiz değil
Atılan mermilerden
Dökülen kandan
Çaresizsin
Şair
Sin
ş
i
i
r
s
i
z
s
i
n
Sin için
Kazılan toprak derin.
Kara.
Kovan değil.
Bal değil, şeker değil.
Yarattığın dil ulaşmıyor ellere
Ellerin acı katıyor sözcüklerine
Acı kendini buluyor bakışlarında
Acı kendini vuruyor bakışlarında
Çığlık çığlık yükseliyor ağıtlar
Dinle
Dur
Bak
Bir
Kere
Gör
"Kör olma da gör bunu"
"Kör olma da gör bunu"
Gör
Kör
Ol
Ma
Da
Gör bunu gör, beni değil.
Arılar bozuyor peteklerini düştükçe tetik
Denkleştikçe gez göz ile çiçekler soldu
Ay büyüdü, gün azaldı ömürde arpacık
Arpacık arpacık değil hem demirde
Eksik bir şiir yazdım yine
Silahlar sustuğunda
Bittiğinde kan
Tamamlanacak
Ey
Ey
Şair
Namlusundan fırlayan kurşun
Islığından hızlıdır, parçalayan
Çatışmalardan ne kadar uzağa kaçılır söyle
Kaç kovan bulunur mermisinden akan kanı yunmayan?

Gebze, 29.3.2012, Ünsal Çankaya
Akatalpa, Aylık Eleştiri, Şiir Dergisi, EKİM 2015. Sayı: 190.

GÖLDEN ASİ

GÖLDEN ASİ

Sapanca Gölü'ne akşamın indiğini
önce ben gördüm
mahzunluk
çökmeden daha
Sonra dinledim
rüzgâr türküsüyle vurdu kulaklarıma

Benden selam olsun dedin geçen yıllara
ıhlamurlara, çınarlara
söyledim
Göl çırpındı heyecanlı dalgalarıyla
hâlâ mavi mi dedi umutlarında
hâlâ asi mi akarsularda

Bir selam da göl bıraktı avucuma
unutmamış
"sular unutmaz" dedi, "sular unutmaz"
söyle, o da unutmasın bir daha.

Gebze, 21.11.2011.
Akatalpa aylık Şiir ve Eleştiri Dergisi - Mart 2012- sayı 147